Bir Ada Bir Adam.. Özgürlüğe giden uzun yol…
Bir kış akşamı İstanbul’dan çok uzaklara gitmek için kanatlı kuşla uçtuk. Cape Town’da bizi güneşli bir bahar günü karşıladı. Cape Town denince insanın aklına ilk Nelson Mandela gelir. Onun direniş öyküsünü okumasanız, filmlerini izlemeseniz de Cape Town havaalanına girişte tam boy fotoğrafı ile o, sizlere hoş geldiniz diyor.
Güney Afrikalılar Cape Town‘a anakent diyorlar. Biz Cape Town’a uluslararası Global Union kısa adı UNI’nin dünya kadın kurultayı için gittik. Cape Town‘da kadınlar kongreyi Mandela’nın kadınlara yönelik sözüyle açtılar:
"Kadınlarımızı her türlü baskıdan kurtaramadığımız sürece özgürlük elde edilemez. Bütün çabamız kadınların ve erkeklerin eşit şekilde özgürleşmesi ve çocukların bağımsızlıkları üzerine olmalıdır."
Cape Town kentinin her yeri Nelson Mandela’yı anımsatıyor.
6 Aralık 2014 sabahı güneşli bir gün Meral’le erkenden uyanıp otelde kahvaltı yapmadan çıktık. Nelson Mandela’nın yıllarca hapis yattığı Robben Adası’na gitmek için limana gidip feribotlara biner binmez bir oh çektik! Yetişemeyeceğiz diye nefes nefese kalmıştık. Kısa ve tadına doyulmaz güzel bir yolculuk sonunda Robben Adası’na indik. Robben adasına gelenlerin arasına karışarak otobüslere bindik. Meğerse otobüsteki rehberler Mandela ile bu adada yatan siyasi tutuklular olarak gelenlere adayı ve cezaevini tanıtıyorlardı.
Robben Adasının gönüllü........
© Gazete Pencere
