“EYVAH, YİNE BANA HÜSRAN!”
Sevimsizlikler ve şanssızlıklarla dolu bir haftaydı. Avrupa’dan sonra Süper Lig de bu yıl bitti böylece. Şimdi Fenerbahçe tribünleri o meşhur şarkıyı söylüyor; “Yine bana hüsran yine bana hasret var, yine bana esmer günler düştü eyvah”
Her şeyden önce, psikolojik olarak zor bir maçtı. Avrupa Kupası’nda büyük bir mücadele verip penaltılarla elenmek yetmezmiş gibi, iç sahada tekrar konsantre olmak da başlı başına bir meseleydi. Üç gün önce oynanan maçın fiziki yorgunluğunu da hesaba katarsak, Samsunspor karşılaşmasının ne kadar çetin geçeceği belliydi. Üstelik, ligde üçüncü sırada olan Samsunspor’un formu da cabası…
Mourinho da maç öncesinde fiziki yorgunluk nedeniyle takımda değişiklikler yaptığını açıkladı. Kaleyi, sakatlıktan dönen Livakoviç’e iade etti. Savunmada Mert, Skriniar ve Djiku vardı. Orta sahada Syzmanski’nin yerine Amrabat sahadaydı. İleride ise Nesyri kenardayken, Talisca sahadaydı. Mourinho, bir kısım ulemanın görmek istediği Talisca-Dzeko ikilisini sahaya sürdü. Keşke yapmasaydı.
Önde baskılı başlayan Fenerbahçe’nin hızını kesmek için Samsunspor oyuncuları sık sık sert faullere başvurdu. Hakem Cihan Aydın bile bu faullerin bazılarına dayanamadı ve iki sarı kart gösterdi.
Fenerbahçe oyunu rakip sahaya yıksa da Dzeko-Talisca ve arkalarındaki Tadiç’in uyumsuzluğu, yalnızca........
© Gazete Pencere
