S.E.S.
TÜİK, geçtiğimiz Pazartesi günü ilk kez Türkiye’deki hanelerin sosyo-ekonomik yapısı ile ilgili verileri yayınladı.
Konuya aşina olmayanlar için kısa bir bilgilendirme faydalı olacaktır.
TÜİK, hanelerin sosyo-ekonomik yapısını belirlerken “seviye” ifadesini kullandı ve “sosyoekonomik seviye” kavramını kullanıma aldı. Oysa, hanelerin sosyo-ekonomik yapısı ile ilgili çalışmalarda daha çok “statü” ya da “sınıf” kavramı kullanılmaktadır.
Sosyo-ekonomik statü ya da sınıf, toplumdaki bireylerin ya da grupların ekonomik kaynaklara, eğitim düzeyine, mesleki prestije ve toplumsal itibara göre hiyerarşik bir yapıda nasıl konumlandırıldığını göstermektedir.
Uluslararası literatüre göre, eğer Marksist veya sol eğilimli bir ideolojiye sahipseniz sınıf kavramından ve Weberci bir bakış açısını benimsiyorsanız statü kavramından söz edersiniz. Bu bakış açılarını yeterli görmeyip, bunları kültürel sermaye ya da hayat tarzı unsurlarıyla zenginleştiren yaklaşımlar da vardır.
TÜİK, Türkiye’deki hanelerin sosyoekonomik seviyelerini belirlerken, hanede yer alan bireylerin gelir seviyesi, ortalama eğitim süresi ve meslek bilgilerinden yola çıkan bir endeksleme çalışması yaptı. Bu endeksleme çalışmasında devlete ait 2022 – 2024 arasındaki resmi verilerden yararlanıldı.
0 ile 300 puan arasında değişen bu endeks yapısında, eğitim, gelir ve meslek değişkenleri hanelerin sosyo-ekonomik yapısını eşit düzeyde belirlemedi. Yüz puanlık bir dilimde, eğitim toplam skorun yüzde 50’sini, gelir yüzde 30’unu, meslek ise yüzde 20’sini oluşturdu.
TÜİK, ülkedeki 26 milyondan fazla hanenin sosyo-ekonomik seviyesini tanımladı ve bu tanımlamalardan yola çıkarak sosyoekonomik seviye haritasını hazırladı.
Bu çalışma........
© Gazete Pencere
