SOYKIRIM CEPHESİ NEYİ HAYKIRIYOR?
Gazze’nin tamamen işgali harekatı kapsamında özellikle gazetecilerin hedef alınarak öldürülmesini hep birlikte izledik. (Nasır hastanesi) Bir şey daha izledik, kurtarma sırasında bu defa kurtarma ekibinin tekrara hedef alınması.
Bu artık bir caydırıcılık oluşturmaya dönük değil tüm bunlar. Bu okuma eksik kalır. Her defasında hedef büyüten, hedef değiştiren İsrail/soykırım cephesi, her defasında da hedefine ulaşamıyor ve her defasında karşısındaki irade daha sağlam şekilde karşısına çıkıveriyor. Her defasında daha sert ve daha pervasızca vuruyor ve zaten tüm kuralları çiğneyerek sürdürüyor soykırımı ama buna rağmen her defasında İslam ümmeti/direniş, gerekli karşılığı veriyor.
Etrafına da saldırıyor, bir yandan ayartmalar, bir yandan yeni ittifaklar, yeni kışkırtmalar, silahlarınızı bırakın, teslim olun çağrıları ama nafile. Agresifler, aceleciler, hakaret de ediyorlar. Son gazeteci cinayeti 25 Ağustos 2025 sabahı İsrail’in Hanyunus’ta bulunan Nasır hastanesine ikinci saldırının kurtarma çalışmaları yapıldığı ve canlı yayın yapıldığı sırada olmak üzere üst üste iki kez hava saldırısı: Özellikle gazeteciler hedef alındı) taze iken Barrack’ın gazetecilere hayvan diyerek hakaret etmesi de büyük resmi, bu müstekbirlerin devşirmelerinin bile direnen halklara nasıl üstten baktıklarını gösteriyor. Onları çıldırtan bir şey var:
Hayvan olarak, insansı olarak gördükleri bu “yaratıklara” yenildiklerini görmek. Yani sadece yenilgi değil bu; aşağı olarak gördüklerine yenilgi. Çok acıtıyor, çok.
2. Dünya savaşında kısa sürelerde teslim olan ülkeler oldu ancak, dünyanın en güçlülerinin saldırdığı; ordusu, hava gücü olmayan; bir devlet bile olmayan bir avuçluk Hamas ve Gazze çocukları yaklaşık 2 yıldır teslim olmuyor, yenilmiyor; tam tersine kazandı. Şu anda kibrini yenemeyen mağlup soykırım cephesi uzatmalara umut bağlamış durumda, o kadar.
Stratejik olarak ve kadim savaş kuralları dikkate alındığında savaş bitmiş ve soykırım cephesi kaybetmiştir. Savaşçı sayısı ilk günden bile daha fazla. Şehit olanlardan daha fazla savaşçı katılımı olmuş ama soykırım ordusu darmadağın ve savaşma motavisyanunu tamamen kaybetmiş.
Soykırım cephesi neyi haykırıyor öyleyse?
Kimse korkmuyor, kimse caymıyor, kimse pişman olmuyor, kimse Kudüs’ten/Filistin’den, Küresel hegemonyaya teslim olmayı reddetmekten geri durmuyor.
Soykırım cephesi neyi haykırıyor?
Korkutmak, caydırmak, imha etmek, yeni ve başarı şansı olan bir projeyi devreye soktuğunu göstermek mi?
Hayır.
Başka güçleri kışkırtıp işin içine çekmek mi? Hayır. Zaten NATO/tüm sahipleri fiili olarak işin içinde.
Tüm bunlar değilse nedir Soykırım cephesinin haykırdığı? Bu pervasızlığın, bu plansızlığın, bu vahşetin zirvesinin yaşatılmasının nedeni nedir?
Gerçekten başarıya inanmak mı; yok oluşu ve Gazze’ye gömüldüğünü görmek mi? Sadece görmek mi, sadece bunu görmek mi, bunun yaklaştığını görmek mi?
Hayır.
Bunu önleyemeyeceklerini sahipleri ile birlikte yaşayarak görmek,........
© Gazete İpekyol
