SAPKINLIĞA DÜŞENLER
Her gün her namazda okuduğumuz Fatiha suresinin 7 ayetinde, “Bizi nimet verdiklerinin yoluna (hidayet et, ilet) gazabına uğrayanların ve sapkınların yoluna değil.” Buyruluyor. Rabbimizden, bizi sapkınlığa düşenlerin ve gazaba uğramış olanların yolundan uzak tutmasını, bizi bunlardan korumasını istiyoruz. Biz bunları uzak sanıyorduk meğer bu gazaba uğrayanlar ve sapkınlar yakınımızda, aramızda bulunuyorlar. Her namazda bunu defalarca tekrar etmenin ne kadar hikmetli ve gerekli olduğunu bu zamanda İsrail yanlısı bir tavır takınanlardan, bir de İslami hükümlere itiraz mahiyetindeki sapkın fikirler yaymaya çalışanlardan dolayı daha iyi anlıyoruz.
Geçen gün bir dost meclisinde sohbet sırasında söz, abdestsiz olarak mushafa dokunulamayacağı konusuna geldi. Bir soru üzerine Kur’anın yüksek değeri ve kutsiyeti nedeniyle yazıldığı mushafın da değer kazandığını ve hürmete layık olduğunu, abdestli olmak ise hürmetin bir parçası olduğunu söyledim. Sonra “Tur’a ve inceltilmiş, işlenmiş deriye satır satır yazılmış kitaba yemin olsun ki..” (Tur, 1-3) ayetlerinde Kur’an’ın yazıldığı deri ve yazı malzemesini de dikkate değer bulduğu açıkça anlaşılmaktadır. O halde “Lâ yemessuhu ille’l-mutahherûn: Ona (Kur’an’a) temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz, el süremez” (Vakıa, 79) ayetinde de buyrulduğu üzere, abdestin de bir temizlik olması itibariyle mushafa abdestsiz el sürülemeyeceğini anlattım. Ayrıca hadislerde de bu ayetteki “mutahherûn” kavramının abdest ile açıklandığını, bu nedenle bütün ehl-i sünnet mezheplerinin (Şafiî, Hanefî, Maliî ve Hanbelî) Kur’an’a abdestsiz el sürülemeyeceği konusunda ittifak ettiklerini söyledim.
Orada bulunan bir arkadaşımızın yakını buna itiraz etti, ayette geçen “mutahherûn” kavramının abdest anlamında olmadığını, Kur’an’a dokunmak için abdestin şart olmadığını, söyledi. Bu konudaki hadislerin de........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden