menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İlk adımı atmak

8 0
16.10.2025

Çağımız hız çağı ya; bizler her konuda aceleci olmayı prensip haline getirdiğimiz gibi hayatımızda istemediğimiz şeyleri de alel acele değiştirebileceğimizi sanıyoruz. Tek bir işaretimizle büyük değişiklikleri bir anda yapabileceğimizi düşünüyoruz. Çevremizde gördüğümüz ve içimize sindiremediğimiz ne varsa artık öyle kolaycacık değiştiremeyiz. Çünkü beğenmediklerimiz iliklerimize kadar işledi. Umutsuz olmamalıyız; hayalperest de. Büyük değişimler istiyorsak sabretmek ve ilmek ilmek çalışmak zorundayız. Gayret etmeden tarihin çarklarını kendimiz için hızlandıramayız. Yıllar önce bunu anlamamı sağlayan bir arkadaşımdan söz etmek istiyorum.
Tarih öğretmeni, oldukça kilolu (neredeyse yüz elli kilo) bir arkadaşım vardı. Okul çıkışı tüm öğretmenler ve öğrenciler yokuş yukarı tırmanırken o bir adım atar ve diğer adımı için biraz dinlenerek yokuşu çıkmaya çalışırdı. Bunu hiç sorun etmezdi, kendisiyle son derece barışık ve neşeli bir insandı. Okul çıkışlarında ona eşlik ederken biz de yavaşlıyorduk mecburen, büyük bir içtenlikle buna gerek olmadığını söylüyordu. Bir gün çok hastalandı ve iki ay okula gelemedi. Kalp ve solunum sorunları ortaya çıkınca doktor kontrolünde diyete başlamış. Aylarca fazla kilo veremedi ve çok da sabırlı davrandı. Moralini hiç bozmadı, her konuşmasında “Bu hale gelmem tam otuz yıl sürdü, bir iki yılda istediğim kiloya gelemem elbette,” diyordu. Beş yıl sonra onu gördüğümde tanıyamadım, o beni tanıdı. Elli yedi kiloya kadar inmiş.
Ne zaman hayatımda zorlu bir süreçle karşılaşsam aklıma sevgili arkadaşım ve onun sabrı gelir. İçinde yaşadığımız toplum ve dünyanın da........

© Gazete Gerçek