menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kuruluş, Diriliş derken Gassal: Ölüyü kim yıkayacak?

83 1
16.01.2025

Kasım 2023 tarihinde, yani bundan 14 ay kadar önce, Türkiye, Seçil Erzan ismiyle tanıştı.

Pek çok Galatasaraylı futbolcu, kimi iddialara göre Fatih Terim’in ‘manevi kızım’ olarak takdim edip yönlendirdiği Seçil Erzan’ın hayali fonlarına para yatırmış ve yüksek meblağlarda dolandırılmıştı. Olay dalga dalga büyüdükçe, kimi AKP’li isimler ve onların akrabaları, Mehmet Ağar’ın çevresindeki kimi isimler ve elbette Fatih Terim kulübünün vazgeçilmezleri Emre Belözoğlu, Arda Turan gibi isimler etrafında pek çok tuhaf ilişki ortaya döküldü.

Belirli bir noktadan sonra olay Seçil Erzan fonu olmaktan çıkıp, futbolcular üzerinden kara para aklanması; dönemi kapanmış oyuncuların yıldız futbolcu bedeline transferleri aracılığıyla menajerlerin ve yöneticilerin ortak bir şekilde kulüplerin içini boşaltması ayyuka çıktı. Tüm bunların sonucunda, Seçil Erzan’ın Türkiye futbolunu silkeleyenleri silkelediği, Türkiye futbolunu kalitesizleştirenlerin kalitesizliklerinin arşa vardığı görüldü. Tüm bunlar olurken algoritmalar ve tüyolarla tahkim edilmiş bet sitelerinin de ellerinin armut toplamayıp, futbol başta olmak üzere pek çok aktiviteyi hile ve spekülasyonun oyuncağı haline getirdikleri, şansı kolonize ettikleri çarşaf çarşaf ifşa edildi.

Özetlersek, yıllar içinde kulüplerin teknik ve idari yönetimi, menajerler ve derin devlet iltisaklı bir takım kişilerin bir yandan şişirme transfer ücretleriyle kulüpleri tokatladıkları diğer yandan da gene bu şişkinlik aracılığıyla kara para aklayabildikleri bir tertibat.

Şimdi benzer bir skandal, sinema-dizi sektöründe koptu.

Belirli menajerler, belirli yapım şirketleri, belirli senaryo yazım gruplarının sinema-dizi dünyasında bir monopoli oluşturduklarına ilişkin iddialar ayyuka çıkmış durumda. Bu iddiaları elbette oyuncular ve prodüksiyon masrafları aracılığıyla kara para aklama iddiaları da takip ediyor. Gene futbol üzerinden analoji kurarsak, Fatih Terim, Ahmet Bulut, Emre Belözoğlu, Arda Turan’ın isimlerinin yerine sinemada ve televizyonda da Ayşe Barım, Gülseren Budayıcıoğlu, Acun Ilıcalı, Çağatay Ulusoy, Serenay Sarıkaya gibi isimleri yan yana (üstelik yalnızca sinemada değil, müzik ve edebiyat dünyasında da) yazınca da gene aynı formülü görebiliyoruz.

Birkaç yapımcı firma, bir kaç menajer, birkaç sanat yönetimi, birkaç kadın ve erkek oyuncu, birkaç senaryo arketipi bu senaryolara uygun oyuncu fenotipi, bütün piyasayı belirler hale gelmiş. Bunun sonucunda da her başrolde gördüğümüz ve hiçbir rolü oynayamayan oyuncular, bir ömrü bir şarkıyla tüketmiş........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play