Albert Einstein, -"İki şey sonsuzdur: evren ve insan aptallığı; ancak evren konusunda emin değilim.” demiş.

Demek ki, insanın aptallığının sonsuzluğuna kesin inanıyormuş.

Bu anektod bana yerli ve milli futbol kulüplerinin yerli ve milli olmayanlara milyarlar saçmasını hatırlatır.

Futbolseverlik, top oynamak, spor yapmak ve taraftar olmak elbette aptallık değildir. Bendeniz de top peşinde çok koştum. Futbolun tutkunuyum…

Amma velakin:

Cebinde kuruş olmadan bomboş dolanan milyonlarca işsiz gencimiz var. Yabıncı futbolcuya ödenen servetlerle işsizimize dünya kadar işyeri açılır.

Kulüpler milyon dolarları bizim çocuklara yar etmiyor, Afrikalı işsiz çocukları zengin etmek için yarışıyorlar.

Bir futbolul gezegenimiz var. Türkiye’den bağımsız gibiler.

Türkiye’deki döviz sıkıntısının yokluk getirdiğini bilmeyen yok. Dondurma yalamaktan başka özelliği olmayan kızlar bile biliyor.

Ama hükümet duruma Fransız.

Halimiz yok yürümeye, koşarak gidiyoruz ithal top teper getirmeye.

Sürekli yükselen dolar veya avro ile ölçülen servetlerin aslan payı kimlere gidiyor bakın;

*Birkaç yerli veya yabancı“komisyoncu”nun cüzdanına, “yabancı futbolcu’ denilen ikinci üçüncü sınıf beceriksizlere ve “içerden yalayut ardamlara” gidiyor.

Kırk yılda bir gelen usta ayaklar........

© Fotospor