Nitekim kazanan takımın haklı olup olmadığını anlamak için, mutlak surette oyunun ruhuna bakmak gerekir.

Fenerbahçe dün akşam maçı 3-1 kazandı ancak, bu galibiyet bir çok soru işaretini de beraberinde getirdi..

NEDEN Mİ?

Futbol her ne kadar bir 'sonuç alma' oyunu olsa da, bir maçın öyküsü sadece atılan gollerle değil, aynı zamanda oynanan oyun kalitesi ve hakem kararları da dahil, birçok faktörün biraraya gelmesiyle yazılır.

Tek cümleyle dün akşamki maçın özetini yapmak gerekirse, FENERBAHÇE KAYIP KABUL EDİLEN ilk yarıya rağmen; ikinci 45'te biraz silkilenince, kendine geldi ve maçı çevirdi..

Aksi olsaydı; 'gücünün farkında ve haddini bilerek oynayan'f Kocaelispor karşısında, kaybedilecek olası puanların hesabını, NE BAŞKAN, NE de JOSE verebilirdi..

Misafir takım özellikle ilk 45'te, rakibini üstüne çekti, sabırla bekledi ve ördüğü savunma duvarlarıyla, maçın ritmini de istediği gibi ayarladı.

Ne var ki, sahanın her yerinde 'adam adama oynamak', üstelik birlikte oynama alışkanlığı olmayan, yeni kurulmuş bir takım için, çok zordur..

Maçın ikinci yarısının başlamasıyla birlikte fiziksel düşüş baş gösterince, defans bloğu ile en uçtaki oyuncusu arasındaki mesafe iyice açıldı ve böylece Fenerbahçe orta sahayı çok kolay geçip, hücuma rahat çıkma imkanı buldu ve attığı gollerle maçı kopardı.

Ev sahibinin attığı gollerin en ilginç yönü ise; Jhon Duran ve En Nesyri gibi iki hücumcusu varken, gollerin defans ve orta saha oyuncularından gelmesiydi..

Böylece savunmanın bekçileri; hücumculara "var olmak yetmez; doğru anda, doğru........

© Fotospor