Eril Olanın Av ve Şiddet Döngüsü: Öldürdüğün Şeyler (2025)
Alireza Khatami’nin çekimleri Türkiye’de gerçekleşen son filmi Öldürdüğün Şeyler (2025), insan doğasını ve şiddetin dönüşümüne ışık tutar. Filmin sosyal bağlamı Amerika’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine geri dönen Ali’nin aile dinamikleri ve toplumun beklediği erkeklik kodları üzerinden yansıtılır. Hikâyenin merkezinde taşra, eril düzen, baba-oğul gerilimi, rekabet ve şiddet döngüsü konumlandırılmaktadır. Annesinin ölüm sebebini araştıran Ali; bu sorgulama paralelinde çevresini, kendisini, toplumu ve sosyal ilişkilerini gözden geçirir. Bu sorgulama, Ali’nin hasta annesi ve şiddet eğilimli babasına duyduğu öfkenin yarattığı ruhsal tahribatın topluma yansımasıdır. Öyle ki Ali kendisine ve çevresine duyduğu şüphenin sonucunda psikosomatik semptomlar gösterir. Kaygılı ruh hâli yabancılaşma temasıyla birlikte klasik bir anlatı oluşturur. Ancak Khatami’nin klişelerden yola çıkarak inşa ettiği deneysel üslubu, alışılagelmiş İran sineması anlatısına yeni bir soluk getirmesi bakımından tür için önemli sayılabilmektedir. Öldürdüğün Şeyler, tanıdık bir bakış üzerinden yapılansa da senaryoda tekinsizlik hâli sıklıkla kullanılmaktadır. Ali’nin doğada vakit geçirdikçe değişen mizacı, vermiş olduğu tepkiler, şiddete olan eğilimi, karakterin ritmik dönüşümü av ve avcı olma sendromu kaygılı ve toksik erkeklik algısı üzerinden kadına yöneltilen bakışı temsil eder. Erkeğin doğasında var olduğuna inanılan şiddet ile kadının doğasına atfedilen tüm eril kodlar yine erk söylemi üzerinden şekillendirilmektedir.
Doğa ve kadın arasında kurulan benzerlik çoğu zaman olumlu bir anlam üzerinden tartışılırken bazı örneklerde dişiye olan bakış, kadın ve “zayıflık” ilişkisi temelinde akışkan bir tutum sergiler. Felsefi argümanlardan dini öğretilere kadar geniş bir yelpazeye sahip olan kadınlık olgusu, tarih boyunca defalarca kez mistik ve korkulan bir özne olarak ele alınır ve kadın bu anlatılarda çoğunlukla erkeğin öteki olanıdır. Ataerkinin, erkeği maddenin özü olarak görmesi ve erkeğin şiddete olan eğilimi toplumsal bir kabulden ziyade yine toplumsal cinsiyet kavramıyla ilişkilendirilir. Erkek egemenliğinde eril bir performans olarak kabul edilen güç ve iktidar terimleri, kudretli olmayı erk söylevi üzerinden kurmaktadır. Kadın bu ve benzeri görüşlerde yalnızca bir yansımadır.
Felsefenin doğuşundan itibaren kadın imgesi, ussal olanın dışında tutulmuş ve metafizik güçlerle ilişkilendirilmiştir. Ana Tanrıça kültünden gizemli kadına, dişi olarak atfedilen bu varlık gözle görülemeyen güçlerin odağında konumlandırılır. Bu bağlamda kadın ve doğum yapma yetisi doğa-kadın analojisinin temelini kurar. Platon’a göre kadın, doğayı taklit eder. Platoncu bakış erkeklik algısını form üzerinden kurarak kadını da madde ile ilişkilendirir. Eril ve dişil, madde ve form, kültür ile doğa ikiliğinin nüvesini oluşturur. Erkek, aklı ve kültürü temsil ederken kadın daha aşağı bir seviyeye konumlanır [1]. Öte yandan eleştirel söylemlerine rağmen Platon, Antik Çağ’da feminizm düşüncesinin görünürlüğü adına önemli bir aktördür. Tarihin ilk feministi veya kadın düşmanı (mizojinisti) olarak kabul edilebilecek Platon; doğa, hayvan ve kadın üzerinden dişiyi merkeze alarak proto-feminist* bir bakış sunar. Çoğu eserinde kadınları “en azından erkekler gibi yaşayabilecek” bir düzene layık görür.
Aristoteles ise cinsiyet farklılığına ithafen süt ve meni arasında seksist bir teori üzerinden Platon’un düşüncesini dolaylı olarak destekler. Tarih boyunca birçok görüşe göre kadın regl döneminde kan kaybettiği için soğuk bir varlıktır ve bu nedenle vücudundaki kanı meniye dönüştürebilecek güce sahip değildir. Erkek ise sıcak ve aktif bir varlık olarak kanını sperme çevirebilecek yetidedir. Kadın ve erkek arasındaki bu ikilik, günümüzde cinsiyetçiliğin ve kadına yönelik bakışın ana teması olarak ele alınabilmektedir. Keza madde ve form ayrımına istinaden erkeğin doğa yasalarına müdahale edebileceğine duyulan inanç, onu yüksek bir mertebeye taşır. Bazı insanların öldükten sonra yeniden dünyaya gelebileceğini ifade eden Platon; cesur bir erkeğin güçlü........
© Film Hafızası
