İroninin böylesine zor rastlanır. Yarın 1 Eylül. Dünya Barış Günü.

Şu dünyanın haline bir bakılsın! Dişinden tırnağına silahlanmayan ülke yok. 2024’te, 2023’e göre yüzde 9,4 artarak silah harcamalarının dünya toplamı 3 trilyon (2.718) dolara yaklaştı. Bunun 1/3’ünden çoğunu, kendisinden sonra gelen Çin’in harcamalarını (314 milyar) üçe katlayarak yaklaşık 1 trilyon dolarla tek başına ABD yapıyor. 2015’ten 2024’e dünyanın toplam silah harcamaları yüzde 37 arttı. Tahminlerin tersine en büyük artışlardan biri Ortadoğu ülkeleri toplamının değil, burada artış oranı yüzde 19 iken, yüzde 83’lük artışla rekoru kıran çok demokratik bilinen Avrupa ülkeleri. Japonya’nın harcamalarındaki artış da küçümsenir gibi değil: Bir yıl içinde yüzde 21. Türkiye’yi ihmal etmeyelim. Onun yıllık silah harcaması artışı da yüzde 12.

Kuşbakışı görünen o ki, dolu dizgin silahlananlar asıl büyük emperyalist devletler. ABD, Çin, Avrupalı emperyalistler, Rusya ve Japonya aralarındaki gerginliğin artışına paralel silaha daha çok bütçe ayırıyor. Fransa’nın emeklilik yaşını yükseltmek için göze almadığı kalmadı, Almanya ve İngiltere grev ve grev tehditlerine rağmen işçi ücretlerine ancak en düşük zamlara olur verdiler. Sadece Trump değil, demokratik iddialı Avrupa ülkeleri de sosyal harcamaların bütün kalemlerinde kesinti yaptılar. Kaynaklar teşvik ve vergi indirimleri olarak tekellere yöneltildi, ama ücretlere yapılmayan zamlarla kesintilerden sağlanan fonların büyük bölümüyle silah harcamaları finanse ediliyor!

Gerekçe, hemen tüm ülkeler açısından ortak. “Güvenlik”! Güvensizliği yaratansa başkaları değil, kendileri!

Aslında neden silahlandıklarının gizlisi saklısı yok. Tekellerin rekabet konularına bakın, emperyalist ülke temsilci ve sözcülerinin görüşmelerine bakın– sürtüşmelerinin nedeni apaçık. Paylaşamadıkları pazarlarla hammadde kaynakları.

Donbass, Kırım, Herson deniyor, ancak Ukrayna’da “barış” görüşmeleri asıl nadir toprak elementlerinin........

© Evrensel