Okudukça düşünüyorum da…
Kısa vadeli yabancı fonlar, kısa vadeli yatırım araçları, kısa vadeli borçlanma vesaire vesaire.
Kısa vadeli kârlılık ve borçlanma üzerine o kadar çok konuşuldu ki her şeyin paraya ve çıkara endekslendiği şu dönemde, hayat-memat kararlar bile kısa vadeli kâr-zarar üzerinden değerlendirilir oldu.
Siyasi kimliğin tehdit karşılığında satın alındığı dönemde CHP'den AKP'ye geçen belediye başkanlarını kısa vadeli tedbirle çark etmekle suçluyor bir kesim.
Gerçi haksız da değil bunu diyenler, insanların adalet hiç gerçek anlamda tahsis edilmeyecekmişçesine günü kurtarmaya çalışmasını akıl almıyor.
Ya devran dönerse? Karesi kadar suçlu çıkacaksın, hiç mi risk analizinde bunun yeri olmuyor? Devranın da eli kulağında hani, aldıkları risk orta vadede yüzde 50-50 gibi.
İnsanın doğru bildiğini söylemesinin kahramanlık addedildiği bir çağa denk geldik. Ödetilen bedel insanları kahraman kılıyor, yalnız da değil, sevdikleriyle beraber.
Hatırlatmak isterim ki bazı insanlar için hakikat bir pazarlık unsuru değildir. Onun doğasında göz göre göre yalan söylemek yoktur. Bedeli neyse ödenir ama gerçek bükülemez. Bunu cengaverlik diye düşünmezler, aksi onlar için söz konusu bile değildir. Bu insanlar klişe oyun olan “x milyon versem y yapar mısın?” sorularının hayırcılarıdır genelde.
Bir toplumda evrensel normlar uyarınca insan kalanlar kahraman olduysa, genele dair bu çürüme nasıl aşılır?
Oylar çalınıyor, belediye çalınıyor, başkan çalınıyor, sorular çalınıyor, diploma çalınıyor, gelecek çalınıyor, mitingden başka ne yapılabilir?
Sivil itaatsizlik ve şiddetsiz direniş üzerine birçok makale var, toplumlar da her geçen gün yeni örnekleri tarihe armağan ediyor. Karşıma çıktıkça hevesle okuyorum, okudukça soruyorum:
Belediye başkanı, temsil ettiği halkı yolda bırakmış, kendisine verilen oyları satmışsa o halk o başkana nasıl dar edebilir o kararı?
Bunca kirlenmemiş olsak tüm belediye çalışanlarının aynı anda iş bırakmasını ve yerine tek bir iş başvurusunun yapılmamasını düşünürdük. Buna yakın tepkiler dünyada örnek olarak yaşanmış. Bu işsizlikte zor ya da biz alıştık üç kuruşa indirgenen ekmek parasının dayatılan kutsallığına. Ama mesela Meclis toplantıları açıktır. Meclis başkanının veya üyelerden herhangi birinin gerekçeli önerisi üzerine,........
© Evrensel
