menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kallus-supap-piston

31 6
13.09.2025

Son yıllarda kendimize çok sorduğumuz bir soru var ya hani: “Biz nasıl devam edebiliyoruz yaşamaya?​” Dünya başımıza yıkılırken kalkıp işe gidebilişlerimiz, dünyanın ekseni kaymışken rutinlerimizden çıkamayışlarımız, nehirler tersine akarken bizim hayatın akışını hiç durdurmayışımız.

Yeni bir kelime öğrendim geçenlerde, Kallus

Derinin basınç veya sürtünmeye maruz kalan bölgelerinde kendini koruma amaçlı geliştirdiği kalınlaşmaya verilen isimmiş.

Belki de kendimizi korumak için ruhumuz ve tahammülümüz de kalınlaşmıştır diye umdum zira farklı bir durum toplum adına telaffuzu zor manalar içerir.

Meydanı hiç boş bırakmayan bir kesim var, hakları ödenmez. Onların yüzü suyu hürmetine süreci uzatabildik bugünlere. Bu şerh bulunsun yazıda. En ağır bedelleri ödeyenlerin direncine hürmetle.

Gelelim derdime:

Bir zamanlar sosyal medyada yazılan cümle cezaya gerekçe olabiliyorsa o zaman bir muhalefet alanı sayılmalı diye düşünürdüm. Sosyal medya dışındaki kitle iletişim araçlarının büyük yüzdesi yandaşlaştırılmışken kalan mecralar kapatılma tehlikesine maruzken birbirimizden ve hadiselerden haber alabileceğimiz pek de alternatif kalmamıştı. Gerek Twitter’ın X’e dönüşümüyle gerek TikTok ve Instagram’ın gelir modeli dönüşümüyle gerek kullanıcıların sosyal medyayla dönüşümüyle, dijital zorbalığın ortaya çıkmasıyla, ahlak, etik, yasa vs. normların değişmesiyle belki de kınadığımızla sınanmamızda artık payı görülmeli diye düşünüyorum. Yüz yüze gelmediğine, kimliğinin de saklı kalması imkanıyla gelişine laf çakma imkanı tanıyan, ulaşılmaz sandığını evinin salonuna getiren, hayatta en ufak başarısızlık hissedene birinin mutluluğunu, heyecanını, coşkusunu bir cümle ile parçalama başarısını salonuna, mutfağına hatta yatağının içine kadar taşıyan sosyal medya birçok ezberi yıktı, içinde etik de vardı, emeğin değeri de, diyaloğun kıymeti, münazaranın kaideleri, tartışmanın aydınlatıcılığı, uzlaşmanın değeri, fikir hürriyetinin dokunulmazlığı ve niceleri.

Supap; boru sistemlerinde gaz veya sıvı, motorlarda ise gaz geçişini kontrol etmeye yarar. İçten yanmalı motorlarda egzozdan gazın kontrollü çıkışını sağlar. Yani bir boşaltım işlevi görür. Sosyal medya kullanımı bir mesaiye döndü. Orada üretilen söz; vicdanın, eylemin, vazifenin yerine getirildiği kanaatiyle isyan soğurdu.

Supap oldu. Motor teklemedi, sistem yürüdü. Orada yazınca oldu sanıldı, hele birkaç kere de tepkiler yargıyı etkiler gibi olunca mecra meşruluğunu ispatlamış oldu.

Türkiye’den erişime engellenen hesaplar unutuldu. Bant daraltma VPN’yle aşılır sayıldı. Kontrolü kimde, yazılanın teyidi nerede, algoritma neye benzedi bu sıralar bilemiyoruz, debeleniyoruz işte. Birbirimize söz söylemeyi dayatmaya alıştık, her birimiz sanırsın birer siyasi parti lideri, “Gündemi görmedin galiba........

© Evrensel