‘Husumetli tanık’ meselesi ve hak arama özgürlüğü
Yasalarla belirlenmiş hakları çiğnenen işçilerin haklarına kavuşmak için başvuracağı yer iş mahkemeleridir. İş mahkemesi bulunmayan yargı çevrelerinde ise bu görevi yine iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri yerine getirir.
İş mahkemeleri, ülkemizde ilk kez 1950 yılında kurulmuştur ve ilk şekli bugünkünden farklıdır. İlk kurulduğu dönemde heyet halinde çalışan bir mahkemeydi. Hakim olan bir başkanın yanında işçi ve işveren tarafından birer üye de mahkeme heyetinde yer almaktaydı.
Anayasa Mahkemesi, 1971 yılında, dönemin İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer alan işçi ve işveren temsilcisi üyelere ilişkin hükümleri, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine aykırı görerek iptal etmiştir. İş mahkemeleri 1971’den sonra bugünkü halini almış ve tek hakimli mahkeme olmuştur.
Bu tarihsellik dahi iş mahkemelerinin ve iş yargısının özgünlüğünü ortaya koymaktadır. Çünkü bu mahkemelerdeki taraflar, yani işçi ile patronu arasında eşit bir ilişki bulunmamaktadır. İşveren ekonomik olarak güçlüdür. İşçi ekonomik güçsüzlüğünün yanı sıra aynı zamanda işverene bağımlıdır. Onun emir ve talimatlarını yerine getirir. İşçinin belge tutma zorunluluğu olmadığı gibi böyle bir imkanı da bulunmamaktadır.
İşe giriş, işten ayrılış bildirgeleri işverence tek yanlı olarak düzenlenir ve ilgili kurumlara sunulur. Meslek kodu işverence seçilir. İşçilerin işsizlik sigortasından........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel