Her birimizin içinde bir dönem parlayan, cesur ve durmak bilmeyen bir enerji vardı: “Gençlik”. O yaşların verdiği sınırsız hayal gücü, sorgulama arzusu, risk alma cesareti... İşte bu dinamiklerin birleştiği noktada, gençliğin dehası saklı. Ancak bu dehayı fark etmek, ona alan açmak ve onu şekillendirmek, öylesine geçen bir süreç değil. Bu, farkındalıkla yürünecek bir yolculuk. Ve bu yazıda, o yolculuğa birlikte çıkıyoruz.

Gençlik deyince akla sadece yaş değil, bir zihin hali geliyor aslında. Sorgulayan, merak eden, yeniye açık ve değişime hazır bir zihin. Hepimizin içinde hâlâ kıpır kıpır duran o sesi hatırlayalım. Bizler gençken kimsenin cesaret edemediği soruları sormuştuk. Belki saçma bile dense, kalbimizden geçen fikri ortaya koymuştuk. İşte o cesaret, o kendiliğindenlik, gençlik dehasının en büyük parçası.

Bugün gençlerle bir aradaysak ya da içimizde hâlâ bir gençlik kıvılcımı taşıyorsak, şunu kabul etmeliyiz: Deha, sadece çok zeki olmakla ilgili değil. Deha; fark etmekle, anlam yüklemekle, risk alıp sınırları zorlamakla ilgili. Gençlik ise bunun en doğal zemini.

Peki bu dehayı nasıl keşfederiz?

Her şeyden önce, gençleri kalıplara sokmak yerine onları duymaya başlamalıyız. “Bu yaşta bunu bilmez”, “Henüz erken”, “Sen büyü de anlarsın” gibi cümleler, gençlik dehasını gölgede bırakır. Oysa bizler, gençliğin düşünme biçimini ciddiye aldığımızda gerçek bir potansiyeli gün yüzüne........

© Eurovizyon