2 Temmuz Sivas katliamı ve Alevi meselesi
2 Temmuz 1993 Sivas katliamının üzerinden 32 sene geçti.
Benim ciddi araştırmalar yaptığım, hakkında epey yazdığım çok vahim ve acı dolu bir hadisedir 2 Temmuz 93 katliamı.
Tıpkı Çorum, Maraş, Malatya katliamları gibi.
Türkiye’nin en önemli politik ve sosyolojik olgularından biri olan Alevi meselesinin 2025 Türkiye’sinde bile hala çözülemediği kanaatinde olan bir yazarım.
Alevi yurttaşlarımızın bir yandan "Eski rejim”e yani Kemalizme bağlılıkları sürüyor denebilir ama bir yandan da o “Kemalist rejim”in Alevilere kurduğu tuzakların ve tezgahların farkında bir kitledir Alevi yurttaşlarımız. 1993 katliamına da öyle bakarlar. Sosyolojik bulgular bunu gösteriyor.
Mesela Sivas yargılamaları sürecinde özellikle ilk beş yıl içinde (1993-98 arası) yaşanan pespayelikler akıllarından çıkmıyor Alevilerin.
O dönemin hem güvenlik hem yargı mensuplarının nerdeyse yakılan insanları "Halkı galeyana tahrik ve teşvik" gerekçesiyle suçlayan tavırları akıllarından çıkmıyor.
Kıyımcıların mahkemedeki ifadelerinde nasıl dağılmak üzereyken Madımak Oteli'ne doğru üniformalı kişilerce yönlendirildiklerini anlatmaları, birilerinden garanti almışçasına özgüvenli tavırları ve buna yönelik güvenlik mensuplarının kabullenici suskunluğu akıllarından çıkmıyor.
Zaten o günü yani 2 Temmuz 1993 felaketini yaşayanlar yalın biçimde yaşadıklarını, sadece yaşadıklarını aktardıkça, Alevileri kendi ulusalcı ideolojileri için araç olarak kullanan o dilin dışında sahici bir dille, gerçek resimle karşı karşıya kalıyorsunuz.
Öte yandan hem katledilmiş insanlarımızın yakınlarının hem de genel olarak bu ülkenin Alevilerinin........
© Ensonhaber
