menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

YOĜUN BAKIM

10 0
25.03.2025

Yoğun bakım... Hayatın en ince çizgi üzerinde yürüdüğü yer. İçeri adım attığınız anda, başka bir dünyaya girdiğinizi hissedersiniz. Burada zaman farklı akar, ışıklar daha soğuk, sesler daha kısık ve nefesler daha kıymetlidir. Bu yer, hayata tutunmanın görünmez bir savaşıdır.


İçeri girdiğinizde, ilk fark ettiğiniz şey makinelerin ritmik sesi olur. Monitörlerden gelen “bip bip” sesleri, burada hayatın bir başka şekilde var olduğunu hatırlatır.

Her ses, bir kalp atışının yankısıdır, bir nefesin ifadesidir. Ama bu mekanik yankılar, insanı ürpertir. Çünkü her bir "bip," aynı zamanda zamanın tükenişini işaret eden bir metronom gibi gelir.


Odalar birbirinden ayrılmıştır, ama hepsi aynı hikâyeyi anlatır: Yatağın üzerinde hareketsiz yatan bir beden, o bedene bağlı hortumlar, kablolar, damar yolu girişleri...

İnsan burada yalnızca bir beden haline gelir. Ruhun varlığı sessizce süzülür, ama burada asıl savaş, o bedeni hayatta tutma mücadelesidir.


Yoğun bakım yatağında uzanan kişi, genellikle sessizdir. O sessizlik, konuşulmayan acıların, dile getirilemeyen korkuların ifadesidir. Bazen gözler açık olur, ama bakışlar uzaktadır. Sanki bu dünyadan kopmuş, başka bir boyuta geçmiştir. Bazen ise gözler kapalıdır; bir rüyanın içinde mi, yoksa derin........

© Enpolitik