BU BİR İNTİKAM YAZISIDIR.
Bu bir edebi metin değil.
Bu, birikmiş sabrın küle döndüğü, artık susmamaya yemin edilmiş bir intikam yazısıdır.
Adaletin terazisi şaştığında, kalemin kefesi ağır basar.
İşte şimdi o kalem konuşuyor.
Baştan söylüyorum: Bu yazının her kelimesinin arkasındayım.
Hukuki sorumluluğu da vicdani yükü de boynuma.
##
Bir ev aldım.
Başıma bela almışım.
Ben bu evi geceyi gündüze katıp aldım.
Elâlem mirasla değil;
Terimle, yüreğimle, alnımdan damlayan tuzla…
Kırşehir’in o kara kışı gibi boranlı bir hayatı,
İstanbul’un beton yorgunu sokaklarında sırtlandım.
Bir ev aldım; dört duvar değil, bir ömür sığdırdım.
Sandım ki bu ev huzur verir.
Verdi ama… kiracıya.
Evet, evime bir kiracı aldım.
Adına önce “misafir” dedim.
Hani derler ya; “Ev sahibinin gönlü geniş olmalı, kiracının kalbi temiz.”
Ben gönlümü geniş tuttum ama kalpten yana nasipsizmişim.
Kiracı değil, felaket almışım içeri.
İlk başta masum, mağdur, güler yüzlü…
Zamanla maskeler düştü, gerçek yüz ortaya çıktı.
Evde sabaha kadar partiler, uygunsuz uygulamalar, gürültüler, yabancı tipler…
Ama sabır da bir yere kadar.
Aidat ödenmiyor.
Yönetim her ay icra kâğıdı gönderiyor.
“Hocam, sizin daire yine borçlu.”
İçim yanıyor.
Kendi oturmadığım ev yüzünden hacizlik oldum.
Yutkundum. Sustum.
Dedim, “Aman çocuğun var… Başımı derde sokmayayım.”
Sonra evi satmaya karar verdim.
Yeni bir sayfa, yeni bir huzur umuduyla…
Ama ne mümkün!
Bu kişi, her gelen........
© Enpolitik
