menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU - II

17 0
23.08.2025

O; Türkçeye hâkim velûd kalemiyle, yüksek ifâde gücüyle, Türk-İslâm kültürüne sâhip bir münevverin hikmet dolu irfânını ve hissiyâtını en üst perdeden dile getiren şâirliğiyle ve gönülleri aşka getiren tarihî destanlarımızı nazma çekerken; bu destanları hem rûhen yaşamış hem kalbinde yaşatmış hem duygularımızı coşturup şahlandırmış hem de mısralardan mîmârî bir âbide inşâ etmiştir.

O, “Dîn ü devlet mülk ü millet” sevdâsını ve kadim medeniyet müktesebâtıni; coşkun bir üslup, ruhları kanatlandıran orijinal bir anlatım, aşkın bir heyecan ve çok samimi ifâdelerle şiirleştirirken; kimi zaman kopuzun sesine ezgi, destan nağmelerine sezgi, Türkçemizin güzelliklerine yazgı; kimi zaman mehter marşına âhenk, serhat türkülerine renk, bahadırlığımıza mihenk; kimi zaman akıncılara koldaş, Horasan erenlerine yoldaş, âriflere sırdaş, gariplere dildaş, zaferlerimize gardaş ve ülkü devlerine de arkadaş olmuştur. Kimi zaman da Soğuk Savaş Dönemi’nde son bağımsız Türk devletine yönelik kızıl işgali önlemek için mücâdele verirken “gök ekin” misâli biçilip vatana can, bayrağa kan veren ülkücü şehitlerin sagularını da kaleme almıştır.

O, destanlarında; Türkçe’nin efsunkâr âhengiyle şekillenen nâzenin ses ve söz dehâsıyla, hayâl dünyasında filizlenen ve gönül imbiğinden süzülen zevk, estetik ve edebî güzelliklerle her kelimeye ayrı bir ruh, heyecan, zarâfet ve heybet yüklemiş; her mısraını bir kuyumcu titizliğiyle işleyerek söz ipliğine mânâ incilerini dizmiş, her beyitte her kıt’ada elvan elvan gülümseyen bir renk armonisi yakalamış, eserlerinde sözcüklere nakış nakış turkuaz elbiseler giydirmiş, fikirlerini ve ideâllerini nazım sanatının en latif ifâdeleriyle ortaya koymuş ve nûrânî ışıltılarla arz-ı endâm eden şiirleriyle de gönüllerimizde taht kurmuştur.

O; koskoca kalbiyle Türk milletini, Türk Dünyasını ve gönül coğrafyamızı kucaklamış, şiirleriyle her okuyanı destan devirlerinin âsûde günlerine götürmüş, gümrah akan nehirler gibi kalplerimizde çağlayanlar oluşturmuş ve Atayurt’tan Anayurda “Kimi kılıç eri, kimi kalem eri, kimi gâibin sırlarına ermiş velî, kimi şâir, kimi ozan, kimi mîmar, kimi âlim, kimi ârif, kimi hoca, kimi hâkan, bey, paşa…[1]diye ifâde ettiği; tarihî mefahirimizden ve “Gül” kokulu ruh ikliminden feyz alarak dünün güzelliklerini bugüne taşıyanları; turkuaz bir aşla, masal tadında bir anlatımla ve çok latif bir şiir diliyle bizlere sunmuş ve her bir destan bir güzîde mektup olmuştur.

O, kaleme aldığı şiirleri ve yazılarıyla; hem insanımızın tarih hafızasını canlı tutmayı hem yeni nesillerin Türk milletine mesûbiyet şuuruyla ve zaferleriyle müftehir olmasını sağlamayı hem de milli........

© Enpolitik