menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyük sıçrama

17 1
31.07.2025

Hodgston’ın üç ciltlik müthiş eseri İslam’ın Serüveni, aslında ticaret ve onun sebep olduğu müthiş gelişmenin ortasına bir düzenleyici medeniyet olarak gelen İslam’ın düşünsel devrimini devam ettirmeyi sağlayıp Sanayi Devrimini gerçekleştiren kutup olmayı başarması durumunda bambaşka bir dünyanın var olacağını anlatıyor.

Bugün de dünya aynı noktada. Yine bir büyük sıçramanın eşiğinde. Üstelik Sanayi Devrimi’nden çok daha büyük bir sıçrama. Tüm insanlık tarihini kökünden değiştirecek cinsten…

Tam bu dönemde ne yazık ki içerde ve dışarda yaşadığımız gerginliklerden ötürü yeterince odaklanamıyoruz. Üstelik ekonominin halide hiç açıcı değil. Kimsenin projeksiyonuna da inanmıyorum. Çünkü bunca yıldır her türlü veri üzerinden piyasaları okumaya çalışan bir aşırı meraklı olarak bunca tecrübeden sonra benim için enflasyonun geleceği ile ilgili tek bir gösterge yeterli. Tahvil Faiz Oranları…

2 yıllık 40.75, 5 yıllık 36.17 ve 10 yıllık 31.91 olarak karşımızda. Dünyanın hiç bir ekonomisi bugun böyle borçlanırken kısa vadede asla enflasyonu tek haneye indiremez. Örneği yoktur.

Böyle bir şartlar manzumesinde de o büyük sıçrama sonunda kazananlar listesine ismimizi yazdırmamız imkansız.

Her ne kadar bizim için can sıkıcı şeyler söylüyor olsam da bizden çok daha büyük dertleri olanlar var bu tahvil meselesiyle ilgili.

Büyük sıçrama esnasında liderliğini ve dolayısıyla siyasal anlamda her şeyini kaybetmeyle sınancak olan ABD büyük dertliler listesinin başında…

Evet, tarih her zaman büyük imparatorlukların sonunu borçla yazmıştır. Altınla hükmeden Roma, gümüşle yaşayan İspanya, kağıtla dünyayı yöneten Britanya…

Şimdi sahnede bir başka oyuncu var: Dolar’la dünyayı kuran Amerika.

Kurduğu ve zorla kabul ettirdiği finansal ve ekonomik sistem artık kendi sahibini boğmaya başkadı. Çünkü sistemin temeli güvene değil, hayallerle harmanlanmış bir sonsuz borçlanma sarmalına dayanıyor.

ABD’nin toplam kamu borcu 37 trilyon doları aştı. Bu sadece rakam değil, bir uygarlığın ömrünü tüketen, onun damarlarındaki son ekonomik kan akışının hızla pıhtılaştığını gösteren bir veri. Şimdi ABD yönetimi, Trump’ın başını çektiği bir ekiple bu borcun içinden sıyrılmak için sinsi ama klasik bir oyun planını devreye sokmak istiyor. Tahmin edeceğiniz üzere oyunun adı “devalüasyon.”

Önce şunu söyleyelim, ABD’de federal hükümetin sadece faiz ödemeleri, 2024 yılı sonunda 1,1 trilyon doları geçti. Bu, ülkenin savunma bütçesiyle neredeyse aynı. ABD artık borcun ana parasını değil, sadece faizini çevirmekte zorlanıyor. Hatta daha da ötesi bu faiz ödemeleri vergi gelirlerinin ’inden fazlasını yemeye başladı. Bu tablo, hiçbir gücün sürdüremeyeceği bir mali yük demektir.

Dot.com Krizi ve 11 Eylül’den sonra, her tıkandığında Irak Savaşı’nda, 2008 Krizi’nde ve devamındaki süreçte, son olarak da Pandemi’de Amerika tıkanınca her defasında para hacmini trilyonlarca dolar artırıp tüm dünyaya enflasyon ihraç etti. Bu konuda o kadar aşırya........

© Elips Haber