menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yanlış hesap

7 1
30.04.2025

Aslını isterseniz perşembenin gelişi çarşambadan belliydi ancak “bu kadar da olmaz” diyerek ertelendi. Neydi o çarşamba; Ekrem İmamoğlu İstanbul belediye başkanlığı seçimini kazandıktan sonra seçimin tekrarlanması… neyse o köprünün altından çok sular aktı.

19 Mart süreci başladığından bu yana konuyla ilgili ilk söylenmesi gerekenleri, yani yargıya müdahale etmemek gerektiğini, suçu ispatlanana kadar herkesin masum olduğunu zaten ülkenin salahiyetini düşünen herkes söylemişti ancak kendi salahiyeti ve ülkenin salahiyeti çakıştığında kendisini tercih edenler, 19 Mart sürecinden “suç örgütü” ifadesi çıkarttı.

Evet, doğru duydunuz.

Bir süredir belli medya organları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için “suç örgütü lideri” ifadesini kullanıyor.

Bir yargı kararı olmamasına rağmen.

Suçu ispatlanmamış olmasına rağmen.

Türkiye’ye rağmen.

İmamoğlu’nu peşinen suçlu göstermek adına Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının ve bağımsızlığının en önemli unsuru olan “hukuk devleti” ifadesini ayakları altında çiğniyor.

İktidarı destekleyen medyanın elinde sınırsız kaynak var. Bu kaynakları da yargı süreci devam ederken İmamoğlu aleyhine kullanıyorlar. Ancak 40 günlük sürece bakıldığında da amaçlarına ulaşamadıkları hatta tam aksi sonuçlar doğurdukları görülüyor.

Kamuoyu, İmamoğlu davasına hukuki bir dava değil de siyasi bir dava olarak bakıyor. Hatta birçok iktidar siyasetçisi, iktidar medyası tarafından İmamoğlu’na yeterince ithamda bulunmadığı için eleştiriliyor.

Türkiye ekonomisi tam biraz toparlanmaya başlamışken tekrar zora giriyor.

CHP’nin oyları artıyor.

Hukuka güven azalıyor.

Yabancı yatırımcı kaçıyor.

Gençler tutuklanıyor.

İfade özgürlüğü kısıtlanıyor.

Bunlar kısa vadede........

© Elips Haber