Selahaddin Eyyubi’nin torunlarına selam olsun!
Biliyorum, bir böreğin adının Kürt böreği mi yoksa Küt böreği mi olduğuna dair tartışmanın vuku bulduğu bir zeminde, Kürt meselesini konuşmak kolay değil, bunu biliyorum.
Biliyorum, bir asırdan uzun süredir mevzu olan Kürt meselesinin içinde çok acı olduğu için, Türk-Kürt çok kayıp verdiği için, konuşmak kolay değil, bunu da biliyorum.
Biliyorum, asimilasyonlardan, işkencelerden, gözaltında kayıplardan gelip vatandaşı olduğu ülkenin başbakanının “derin devlet” elemanlarını övmek için “devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” sözlerine muhatap olanlara, dili yasaklananlara, Kürtlere karşı Türk olarak konuşmak kolay değil, zira “biz” çok konuştuk, artık Kürtleri dinlemenin vaktidir. Bu nedenle “olması gerekenden fazla” konuşulmamalı, bunu da biliyorum.
Kürt meselesinin, bu meseleyi kendisine gerçekten dert edinenler için dert olduğunu ancak fırsatçılık yapmayı huy edinenler için herhangi bir istismar meselesi olduğunu, bu nedenle kolayca “silahlar susmasın, savaş olsun, kan aksın” diye çırpındıklarını biliyorum.
Kürt milliyetçiliğinin bir sonuç olduğunu, mütemadiyen, varlıkları yok sayılan ve hatta varlıkları hedef alınan Kürtlerin, tepkisel ve anlaşılabilir bir milliyetçiliğe sahip olduğunun da farkındayım.
Kürt meselesi, Türkiye sınırları........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d