Mücadelenin haklılığı
Sırrı Süreyya Önder, yaşamını mücadeleye adamış, bu uğurda yapılabilecek tüm fedakarlıkları yapmış, bunu yaparken de insani değerlerinden ödün vermemiş biri olarak, hakkın rahmetine de barış mücadelesi verirken kavuşmuş bir insan.
Önder’in mücadelesi, özgün kişiliği, değeri, yakın uzak tüm çevresi tarafından gerek hastalığı gerekse vefatı sonrasında insanın ciğerine işleyecek şekilde ele alındı. Hakkında, okurken gözyaşlarınızı tutamayacağınız yazılar yazıldı, bu da aslında güzel bir insan olduğunun göstergesiydi. Ve bir insanın arkasından bu denli çok ve oldukça içten yazılan yazılardan sonra, o güzel sözlerden sonra sanki aynı değerde yazamam endişesiyle, yeni bir şey yazmaya lüzum kalmıyor. Ancak…
Ancak, Önder’in vefatı, onun mücadelesinin ne denli gerekli ve ne denli değerli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Önder’in vefatı ardından şahit olduğumuz güzel veda örnekleri kadar maalesef çirkin veda örnekleri de ortalığa saçıldı.
İnsanın pek zikredesi gelmese de hakka ve adalet talebine adanmış bir ömür için, hain, terörist ve benzeri gerçek dışı ifadeler kullanılmakla birlikte akıllara zarar biçimde, Önder’in İslamcılar tarafından rahmet dilenmemesi gereken bir figür olduğu bile söylendi. İçinde binlerce insanın canının, acısının olduğu bir mücadeleye “saçma işler” denildiğine bile şahit olduk.........
© Elips Haber
