menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bugün ne yazmasak?

21 3
09.07.2025

Yaklaşık 15 yıldır köşe yazarıyım, bunun içerisinde bu işi aktif gazetecilik olarak da yaptım, yorumcu olarak da yaptım ve ne yazacağım konusunda konu bulamadığım ya da tedirginlik duyduğum ya da on kez düşünerek yazdığım çok az olmuştur. Bu, o nadirattan biri çünkü ne yazsam’dan çok ne yazmasam üzerine düşünüyorum. Ve bu köşe, benim yazdığım bir köşe olsa da nihayetinde “beni” değil okuyanı ilgilendiren konuları ele almak zorunda. Bu minvalde bu konuda şahsi tecrübemi değil Türkiye’de sırtını iktidara, muhalefete, fonculara dayamayan, hırslarını mesleğinin önünde tutmayan, doğru yerde durmaya çalışan, hesapçı olmayan az sayıdaki köşe yazarı ve entelektüelin de aynı süreci yaşadığını düşündüğüm için ne yazmasam’ı ele almaya çalışacağım.

İktidar, malum, çoğu kez dilediği konuda dilediği kişi ve kurumu yargı yoluyla susturuyor. Bu nedenle mesela iktidarı eleştirmek pek akıl karı değil. Dolayısıyla ana muhalefetin, yargı yoluyla susturulmaya çalışmasındaki haksızlıkları dile getirmek pek güvenli değil. Zira sussan gönül razı değil ama konuşsan gözaltı kararı… Allah korusun.

Muhalefetin haksızlığa uğraması nedeniyle, vaktiyle iktidar/AK Parti haksızlığa uğradığında yanında durmak gerektiği ve durulduğu gibi yanında durma gereği doğuyor. Ancak aynı zamanda muhalefetten tavan seviyesinde değil ama taban seviyesindeki iktidar karşıtlığı, çözüm süreci karşıtlığına dönünce ve hatta “ülkede demokrasi yok, ne süreci, DEM Parti bu hukuksuzlukların ortağıdır” açıklamaları gelince… “Kürtler, bu ülkede demokrasiden en az nasiplenen kesim ve ülkenin demokratik tıkanıklıklarının sebebi........

© Elips Haber