Program uzadıkça kırılganlık artabilir
Merkez Bankası geçen hafta faizleri 250 baz puanla beklentilerin üzerinde düşürdü. Esasen piyasanın indirim beklentisi son haftaya kadar daha yüksekti. Ancak, siyasetin hararetinin yükselmesi ile (kayyum atanması, mutlak butlan davası vs.) piyasalar da MB’nin daha temkinli gitme ihtiyacının artmış olduğunu düşünerek beklentileri 200 baz puana çekmişti. Neticede de davanın 24 Ekim’e ertelenmesi ile siyasetin piyasalar üzerindeki baskısı (şimdilik) azaldı. Ancak MB’nin faiz kararını alırken bu gelişmelerden doğal olarak haberi olmadığını varsayıyoruz.
O zaman, MB neden beklentilerin üzerinde bir faiz indirimi gerçekleştirdi? Karar metninde 2 noktaya vurgu yapılıyor. Enflasyonun ana eğiliminin ağustos ayında yavaşlamış olması ve nihai yurt içi talebin zayıf seyrini korumaya devam etmesi. Ancak bu ikisi de tartışmaya açık görüşler doğrusu. %2.04 olarak gelen Ağustos TÜFE’sinin enflasyon ana eğiliminde ne kadar bir yavaşlamaya işaret ettiği, ve bu yavaşlamanın da %2.5 oranında bir faiz indirimini haklı kılıp kılmadığı önemli bir soru işareti. Öncelikle mutlak olarak bakıldığında %2’lik Ağustos enflasyonu hiç de düşük bir oran değil. (Ağustos enflasyonunun 2005-2020 ortalaması sadece %0.39 idi.) Her ay TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamasının akabinde Merkez Bankası’nın yayınladığı Aylık Fiyat........
© Ekonomim
