Orta-gelir tuzağından çıkabilir miyiz?
Türkiye 100 senedir kalkınmaya çalışan, bu yolda da kısmen başarılı olabilmiş bir ülke. Ancak bundan sonra kalkınma yolundaki seyrimiz çok daha çetin olacak. Günümüzde, kalkınma hamlesinin başlarında ve düşük gelir düzeyine sahip olan her ekonomi çok da müthiş bir çaba sarfetmeden orta gelir düzeyine yükselebilir. Bu ekonomilerde, maliyeti çok düşmüş olan haberleşmenin ve akıllı telefonların (tabii pahalı gösteriş modellerinden bahsetmiyorum) marifetlerini kullanarak işgücü verimliliğini kısa sürede artırmak mümkün. Kuşkusuz ki, bugünden sonra pek çoğu ücretsiz veya çok düşük ücrete tabi olan YZ uygulamaları sayesinde verimlilik artışında daha da çabuk bir gelişim göreceğiz. Bu düşük gelirli ülkelerde orta gelire doğru hareket etmenin tek ön şartı ehvenişer bir ticaret hukuku altyapısının ve bunu uygulayan bir yargı sisteminin bulunması. Kısa sürede bizim bulunduğumuz orta-gelir noktasına yaklaşan bizimle doğrudan rekabet içinde olabilecek pek çok ülke görebiliriz. Bu noktada mesele bizim de vakit geçirmeden lig atlayıp yüksek gelir grubu ülkeler kategorisine girmemiz olmalı.
Türkiye’nin son yıllarda giderek artan bir şekilde patinaj çekmesinin ana sebebi artık çok belirgin bir şekilde “orta-gelir tuzağı”nın içine girmiş olmasıdır. Orta-gelir tuzağının belirtileri olarak büyümenin yavaşlaması, verimlilik artışı olmadan ücretlerin yükselmesi, zayıf inovasyon ve © Ekonomim
