Bir Sol hikâyesi
Türk solunun 1960’larda yakaladığı ivme, 1970’lerde parçalanma ve kafa karışıklığına dönüştü. 1980 sonrası darbeyle solun etkisi kırıldı; 1990’lardan sonra ise yeniden güçlenemedi. Bugün solun en büyük kazanımı Cumhuriyet ve laiklik değerlerinin toplumda kökleşmiş olması.
Bu günlere nasıl geldik? Solun ezilmesiyle geldik elbette. Solun ne olduğundan, çeşitli solların evrensel olarak tutunamamasından ve kendi yanlışlarının da bunda payının olmasından bağımsız olarak neoliberalizm ve küreselleşmeyle 1978 sonrası görünür hale gelen çöküntü dünyayı tek kanatlı ve uzun süre tek kutuplu bıraktı. Bizde de öyle oldu.
Türk solunun propaganda zırhının sözel bir tarihi veya yoruma dayalı bir ön okuması en baştan kuşkulanılabilecek olana işaret etmektedir. 1965-1970 arası Sol, Kemalizm’e ve görece Türkiye'ye özgü görünen başka unsurlara atıf yapmakla birlikte, Fransa'daki, Latin Amerika'daki veya İtalya'daki gibi diğer sol hareketlere temelde çok fazla benziyordu. Bu aleni eş biçimlilik iyi bir sonuca götürmedi. Mesela bir yanda İtalya’da Lotta Continua işçi sınıfı bölmelerine yönelik doğrudan eylem ve propaganda biçimleri icat ederken, Türkiye'nin devrimci solu da tıpa tıp aynı eylem biçimlerine ve aynı ideolojik yama parçalarına başvurmaktaydı. Yamaların ithal olduğu açık olsa da, bunların solun alıcısı olan iç göç dalgasının büyük kentlere sürüklediği gençler tarafından hızlı biçimde ve rahatça içselleştirildiği de açıktı. Bu tuhaflık birkaç yıl boyunca sahte bir “kitlesellik” görüntüsüne yol açtı.
Sonuçta, 1960'ların bulaşıcı etkisi bir anda ortadan kaybolmadı; 1970'ler işte tam da bu özellikleri miras aldı. On yıldan uzun bir süre Türk devrimci solcuları çağın pek çok toplumsal formasyonunda -diyelim Avrupa'da, Latin Amerika'da ya da başka bir yerde- aynı şekilde var olan doğal imgeleri ülkeye taşımakla meşguldü. Ulus Baker, bunun Marx açısından ideolojinin prototipik tanımı olması gerektiğini zira ideolojinin ana semptomunun çok farklı koşullarda aynı biçimde düşünmek olduğunu öne sürmektedir (Ulus Baker, Aşındırma Denemeleri, Ankara 2001, 124-125). 1970 sonrası artık “aşkın Kemalizm olarak yurtseverlik”........
© Ekonomim
