Deniz Poyraz yazdı: Kant’ın Estetik Ufkunun Erken İzleri
Immanuel Kant’ın estetik anlayışı, güzellik ve yücelik deneyimlerini “çıkar gözetmeyen haz” üzerinden tanımlar: Bir şeyi güzel bulmak, ondan bir fayda beklemeden, salt onun “kendinde” uyandırdığı hazza yönelmektir. Bu haz, öznel bir duygu olmakla birlikte, “sanki herkes için geçerliymiş” gibi evrensellik iddiası taşır. Yücelik ise, duyularımızı aşan büyüklük veya güç karşısında, aklın idealarıyla temas etmemizi sağlayan bir deneyimdir. Böylece Kant, estetiği yalnızca hoşlanma duygusu değil, insanın özgürlük, akıl ve doğa arasındaki bağı kavramasının bir yolu olarak düşünür.
Kant’ın 1764 tarihli Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler adlı eseri, çoğu zaman felsefe tarihinin dev yapıtları karşısında bir kenarda duran, ama aslında Kant’ın düşünsel serüveninin estetik ve antropolojik damarlarını önceden haber veren önemli bir metindir. Say Yayınları’ndan çıkan Türkçe baskısında, Doğan Göçmen’in yaklaşık otuz sayfalık kapsamlı sunuşu, metnin hem tarihsel bağlamını hem de felsefi değerini berrak bir biçimde ortaya koyuyor. Bu sunuş, Kant’ın estetik kategorilerini yalnızca bir “erken dönem deneme” olarak değil, modern estetik düşüncenin kurucu momentlerinden biri olarak okumamıza imkân tanıyor.
Kant’ın burada geliştirdiği güzellik ve yücelik ayrımı, yalnızca estetik........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d