Türkiye: Orta gelir tuzağı ve makroekonomik perspektif
Orta gelir tuzağı, bir ekonominin düşük gelir düzeyinden orta gelir düzeyine yükseldikten sonra, yenilik ve yüksek katma değerli üretime dayalı büyümeye geçişte yapısal engellerle karşılaşarak daha yüksek gelir seviyelerine ulaşmakta zorlandığı bir durağanlık halidir.
Bu durum, genellikle ucuz işgücü avantajının tükenmesi ve mevcut üretim modelinin sürdürülemez hale gelmesiyle karakterizedir.
Türkiye’nin orta gelir tuzağında olup olmadığı, ulusal ve uluslararası makroekonomik analizlerde uzun süredir tartışılan kritik bir konudur. Mevcut veriler ve gözlemler, Türkiye ekonomisinin önemli bir süredir bu tuzakta bulunduğuna işaret etmektedir.
-Gelir düzeyinde durağanlık: Dünya Bankası sınıflandırmalarına göre Türkiye, 2005 yılında üst-orta gelir grubuna dahil olmuş, ancak bu seviyeden yüksek gelirli ekonomiler grubuna geçiş ivmesi yakalayamamıştır. Son on yıllık dönemde kişi başına düşen GSYİH’deki artışın sınırlı kalması, bu durağanlığın en net göstergesidir. Nominal dolar bazında kişi başına gelirin belirli bir seviyenin üzerine çıkmakta zorlanması, tuzağın temel belirtilerindendir. Bu durum, yalnızca döviz kuru dalgalanmalarıyla değil, aynı zamanda reel gelir artışındaki yetersizlikle de ilişkilidir.
-Verimlilik büyümesindeki yavaşlama: Orta gelir tuzağının makroekonomik kökeninde toplam faktör verimliliği (TFV) artışındaki yetersizlik yatar. Türkiye ekonomisi, geçmişte faktör birikimine (işgücü ve sermaye) dayalı bir büyüme modeli izlemiştir. Ancak bu modelin sürdürülebilirliği sınırlıdır. Yüksek gelirli ekonomilere geçiş, TFV’nin, yani........
© Dünya
