Makro kazanımlar mikro gerçeklerle yüzleşirken
Makroekonomik verilerin sunduğu sınırlı iyimser tablo, hanehalkı düzeyinde yaşanan mikroekonomik gerçekliklerle keskin bir şekilde çelişmektedir. Hanehalkı bütçe anketleri, son dönemde yaşanan enflasyonist sürecin vatandaşların harcama kalıplarını kökten değiştirdiğini göstermektedir.
2024 yılı verilerine göre, hanehalkı tüketim harcamalarının en büyük payını, & ile konut ve kira giderleri oluşturmaktadır. Bu oran, 2022’de ",4 olan payın üzerinde gerçekleşmiştir. Gıda ve alkolsüz içecekler harcamalarının payı ise aynı dönemde ",8’den ,1’e gerilemiştir.
Bu istatistikler, Türkiye’de yaşanan enflasyonun heterojen yapısını ve bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Haziran 2025 itibarıyla yıllık Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) 5,05 artış gösterdiği bir ortamda, konut fiyatlarındaki artış e,54’e ulaşmıştır. Bu durum, maaş zamlarının ve diğer gelir artışlarının vatandaşlar tarafından neden bir “rahatlama” olarak hissedilmediğini açıklamaktadır. Zira, gelirdeki artış, öncelikle esnek olmayan ve yüksek enflasyonun görüldüğü kira gibi temel harcama kalemlerini karşılamaya yönelmekte, bu da bireylerin yeni tüketim yapma imkânını sınırlamaktadır. Hanehalkları, gelirlerinin artan bir kısmını temel barınma giderlerine ayırmak zorunda........
© Dünya
