menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İyi merkez bankacı nasıl olunur?

19 0
yesterday

Merkez Bankası de­diğimizde isimle­rini hatırladığımız yö­neticilerini son birkaç ay içerisinde kaybettik. Rüşdü Saracoğlu, Hasan Ersel, Süreyya Serden­geçti ve son olarak Er­can Kumcu. Bu isimleri merkez bankacılığı ta­rihine geçiren sebepler nelerdi?

Bu sorunun birden fazla ce­vabı olabilir. Bu yazıda ben kendi gözlemlerimden yola çıkarak cevaplar vermeye ça­lışacağım. İlk olarak, onların temel ortak noktaları yüksek enflasyonun TCMB’nin asıl problemi olduğu ve bu soru­nun çözülebilmesi için Mer­kez Bankası’nın bağımsız bir kurum olarak görev yapma­sı gerektiği fikrini savunma­larıdır. Merkez bankalarının bağımsızlığı fikri ilk başta ge­nellikle yanlış anlaşılıyor.

Ba­ğımsızlık kavramından “mer­kez bankalarına ekonominin ve ülkenin koşullarından ba­ğımsız olarak hareket etme alanı tanınıyor olması” gibi bir anlam çıkartmak elbette doğru değil. Merkez Banka­sı bağımsızlığı kavramından anlaşılması gereken şey mer­kez bankalarının fiyat istikra­rı sağlamak için elindeki araç­ları bağımsız olarak kullana­bilmesi ve bütçe açıklarının finansmanı gibi konulardan uzak olmasıdır. Adı geçen yö­neticiler merkez bankalarının asli görevinin “bastığı para­nın değerini korumak” oldu­ğunu biliyorlardı ve bu çerçe­vede tasarlanan merkez ban­kası politikalarının politik gelişmeler nedeniyle savrul­maması gerektiğini savunu­yorlardı.

Bu çerçevede, TCMB hu­kuki anlamda bağımsızlığına ancak 2001 Krizinden sonra sahip oldu. Bu tarihten son­ra TCMB’nin T.C.........

© Dünya