Uzak Doğu ne kadar uzak?
İnsanoğlu dünyayı sadece yaşayan değil aynı zamanda izleyen de bir varlık. Hepimiz çevremizde olan biteni izleyip ve ona bir anlam katmaya çalışıyoruz. Dünyaya baktığımız pencereden gördüklerimizi kendi anlam havuzumuzda yoğurup, biçimlendiriyor ve nihayetinde kendi tasavvurumuz haline getiriyoruz; yani bir anlamda onu kendi gerçekliğinden kopartıyoruz.
Sahip olduğumuz değerler sistemi, algı düzeyimiz, kimliklerimiz, anlık psikolojilerimiz, travmalarımız, çevresel koşullarımız vs. dünyaya baktığımız penceremizin menzilini ve sınırlarını da belirliyor kuşkusuz. Nitekim “pencere, dış dünyaya bakıp görmemizi sağlayan ve fakat aynı zamanda gerçeklikle aramıza giren, ona dokunmamızı engelleyen” bir araç.
Uluslararası ilişkiler alanında çalışanlar pencerelerini alabildiğine geniş tutmak, yerel ve bölgesel meseleleri dünya sisteminin içerisine oturtacak bir menzille görmeye çalışmak durumundalar. Bu nedenle siyasetle ilgilenen, özellikle de siyasi parti liderliğine soyunan her kişinin, dünya üzerinde olup biteni yakından takip eden danışmanlara ihtiyacı var. Ancak birbirinden farklı tip pencerelere sahip danışmanlar dünyayı farklı perspektiflerden okumayı, farklı derinliklere ulaşmayı sağlayabilecek donanımı sağlayabilirler.
Dış dünyadaki olayları birbirine bağlama becerisi kadar iç politika ile dış politika arasındaki bağlantıyı kurabilme yeteneği de son derece önemli. Bu yolla siyasi aktörler güncel dinamikleri şekillendirme, daha sağlıklı politikalar geliştirme, yönetme ya da muhalefet etme konusunda sağlam alternatifler üretme becerisine kavuşabilirler Aksi halde........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d