Trump’ın denge siyaseti
ABD Başkanı Donald Trump pek çokları açısından tipiyle, tarzı ve davranışlarıyla karikatürize bir figür. Kocaman gövdesi, sarı saçları, oturuşu, duruşu, dudak büzüşü, argo lisana hakimiyeti, aile ilişkileri vs. üzerinden eleştirilmekten çok dalga geçilen, kimi zaman küçümsenen bir profil.
Ancak gerçek durum hiç öyle değil. Trump, ABD siyaseti ve dünya dengeleri açısından önceki başkanlardan çok daha keskin etkiler yaratabilen, dönüştürücü ve kurnaz bir siyaset adamı. Trump’ın politik tutumunun ABD ve dünya siyaseti açısından ne kadar ciddi bir işleve sahip olduğu sistemin içinden kendisine yönelen saldırılardan anlaşılabiliyor.
Seçildiği koltukta rahat oturamayacağını ona sürekli hatırlatan bir müesses nizamın başkanı o. Bir yandan kitlesel medya üzerinden yayılan imaj ve itibar saldırılarına, diğer yandan yargı sistemi üzerinden yürüyen davalara ve en esaslısı da son çare kabilinden bir suikast girişimine hedef olması, onun düşünülenin çok ötesinde etkin bir politikacı olduğunu ispatlıyor.
Trump’ın Amerika’nın en elit işletme/ekonomi okullarından Wharton Koleji (UPEN) mezunu olması dışında, daha az öne çıkarılan özelliği lise yıllarını New York Askeri Akademisinde geçirmiş olması. Yani 13 yaşından itibaren, kişilik özelliklerinin belirginleştiği ergenlik dönemi boyunca askeri disiplin altında eğitim gören, buna karşın hep sorun çıkartan isyankar bir gençten söz ediyoruz.
Otoriteye itaat konusunda sorunları olsa da otoritenin ve disiplinin yönetim açısından ne anlama geldiğini gayet iyi biliyor. Nitekim politik stratejisinde........
© Dünya
