Değişen dış politika
Trump’ın ABD kongresiyle geçen hafta başlayan gerilimi hala devam ediyor. Donald Trump Amerika’nın resmi bütçede yer alan 4,9 milyar dolarlık dış yardımları kesme niyetinde olduğunu Kongre’ye bildirdi. Gerçi şunu söylemek lazım ki bütçede onaylanmış bir kalemin Başkan tarafından kesilme yetkisinin olup olmaması meselesi Kongre ve Başkan arasındaki gerilim ve yetki tartışması Nixon döneminden beri devam ediyor. Ancak bugünkü yazımızın temeli bu yetkinin kimde olduğu konusu değil. Esas konumuz Amerika’nın geleneksel dış politika yaklaşımından feragat edip etmediği.
Amerika Birleşik Devletleri, Soğuk Savaş döneminin başı itibariyle batı dünyasının lideri olarak öne çıktı. Sovyetler Birliği kendisiyle birlikte hareket eden ülkeleri kendi gücüyle şemsiyesi altına alırken Amerika Birleşik Devletleri daha sonraki dönemlerde bir teori olarak adından çok söz ettirmeye başlayacak olan yumuşak güç konseptini kullanmaya başladı. Dünyada belki adını bile duymadığınız bölgelerine yapılan maddi yardımlar, her ülkede o ülkenin dilinde yayın yapan Amerika’nın Sesi radyoları, Fulbright bursları, her ülkeden gençleri Amerikan kültürüyle tanıştırmayı hedefleyen liderlik programları gibi birçok farklı yumuşak güç yaklaşımını hayata geçirdi. Buradaki temel nokta Sovyetler’in kapalı ve askeri öncelikli yaklaşımlarının karşısına Amerika’nın kültürel serbestlik içeren kendi yapısını ve değerlerini dünyaya........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d