menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tehlikenin yeni yüzü, sıcaklık, su, siyaset ve sessiz çöküş

16 0
30.07.2025

2025 yılı termo­metrelerde bir kırılma noktası, dünya üstü üste üçüncü defa en sıcak yılını yaşıyor. Çağı­mız sıcaklıkla değil, yan­gınlarla, suskunlukla kav­ruluyor.

Artan her derece, gıda fiyatlarını, toplumsal ba­rışı, fırsatsızlığı tetikli­yor. İklim gerçekleri yı­kıcıyken, Türkiye’de halk İklim Kanunu’na karşı çı­kıyor, bahçede, balkonda, ektiğime, diktiğime, har­cadığım suya kimseyi ka­rıştırmam, yapay et ye­mem diyor.

Enerji Uzmanı Mehmet Öğütçü’ye göre, “Türki­ye’de bireysel çaba” fikri ya romantik bulunuyor ya da “sorumluluğu kamu­dan bireye yıkma” olarak görülüyor.

Dünyada halk sürecin parçası. İsveç’te düşük karbonlu ürün kullanan tüketici vergi avantajı alı­yor. Türkiye’de “bırak bu işleri, devlete kalsın” ref­leksi ağır basıyor.

Sosyal medyadaki ma­nipülatif içerikler, iklim meselesini, deprem vergi­si ya da mülteci tartışma­larında olduğu gibi, “dev­letin halkı ezdiği yeni bir alan gibi sunuyor.”

Öğütçü, İklim Kanu­nu’nun Türkiye’de neden bu kadar tartışmalı oldu­ğuyla ilgili, “Kanun, ço­ğu kişide yeni bir vergi, tarıma müdahale, tarım­da üretim kısıtlaması gibi korku ve endişeleri tetik­ledi” diyor.

İklimin keyfi kaçıyor, gıda fiyatları yükseli­yor.2024 yılında, “Güney İspanya’daki sıcaklıklar Avrupa’da zeytinyağı fi­yatlarını yüzde 50, Hin­distan’da “benzersiz ha­va olayları” soğan........

© Dünya