Yeni bir kontrol çağı mı başlıyor?
Market alışverişinde poşetleri sayıyoruz. Doğalgaz faturasına her zamankinden dikkatle bakıyoruz. Hava eskisi gibi değil, su çoktan eski halini unuttu. Şimdi de Meclis’ten geçen İklim Kanunu ile birlikte bu değişim resmiyet kazanıyor. Kâğıt üzerinde umut verici: Türkiye, 2053 net sıfır karbon hedefiyle uyumlu, çevreyi önceleyen bir yasa çıkardı. Ancak pratikte sanki başka bir şey oluyor. Yasa, herkes için yeşil bir gelecek vaat ederken, herkesin aynı noktadan başlamadığını görmezden geliyor. Bu yasa doğayı mı koruyacak, yoksa bazılarını sistem dışına mı itecek?
İlk dikkat çeken şey şu: Bu yasa sadece sanayiciyi ya da enerji şirketini değil, çiftçiyi, belediyeyi, esnafı hatta tüketiciyi ilgilendiriyor. Ve bu yeni sistemin dilini anlamak kolay değil: Karbon kredisi, yutak alan, raporlama yükümlülüğü... Hadi büyükler bu dili öğrensin, köydeki biri ne yapacak? Kırsalın kaderi bir kez daha iyi niyetli bir merkezî kararla sarsılıyor olabilir. Sanki sistem bize şunu diyor: Ya dijitalleşeceksin, ya sistem dışı kalacaksın. Ve ardından gelen kaygılar... Bazıları artık açık açık soruyor: “Karbon puanımız olacak mı?” Ya da “Kimin ne tükettiği takip mi edilecek?” Hele ki dijital para, dijital kimlik, akıllı şehir........
© Dünya
