menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kalkınırken kimleri geride bıraktık?

24 0
06.08.2025

Kalkınma, herkesin ağzında…Karar alı­cılardan bürokratına, teknokratından müteahhidine kadar herkes “sürdürülebilir kalkınmadan” bahsediyor.

Salonlarda yan­kılanıyor, toplantı başlıklarına yazılıyor, slo­ganlara yapıştırılıyor. Sunumlarda grafikler yükseliyor, tablolar yeşile dönüyor, raporla­rın kapağında “2030 hedefleri” yazıyor. Ama kimse o raporların içinde kimlerin olmadığı­nı konuşmuyor.

Çünkü bu kalkınma mode­li, herkesi aynı masaya çağırmıyor. Çağırı­yor gibi yapıyor. Onlara “raporun bir yerine iliştiririz” muamelesi yapılıyor. Yani aslın­da sürdürülebilir kalkınmanın, kimin için sürdürülemediğini konuşmuyoruz. Kalkın­ma herkesin hakkı deniyor ya, işte bu yüzden inandırıcılığını yitiriyor. Çünkü o “herkes”e kimlerin dahil olmadığı çok net. Ve her dışa­rıda bırakılan, “Savunmasız Gruplara Yöne­lik Yapısal İhmal”in bir kurbanı…

İhmal deyince ilk akla gelen: Bir hata, bir dalgınlık… Oysa biz burada ondan değil, ku­rumsallaşmış bir yok saymadan bahsediyo­ruz. Çünkü yapısal ihmal, günlük yaşama yayılmıştır. Kâğıt üstünde hak vardır ama uygulamada yoktur. “Yapısal” denmesinin nedeni de bu zaten: Sistem var ama içine bazılarını almıyor.

Türkiye, Birleşmiş Mil­letler’in 17 sürdürülebilir kalkınma........

© Dünya