İklim kanunu ve komplo teorileri
2025 yılının şubat ayında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan İklim Kanunu, uzun süredir konuşulan bir ihtiyaca karşılık geliyordu. Bu yasa, Türkiye’nin 2021 yılında Meclis’te onayladığı Paris İklim Anlaşması sonrasında, net sıfır hedefi doğrultusunda atılan yasal adımların en önemlilerinden biri. Paris Anlaşması, aslında Türkiye tarafından 2016’da imzalanmıştı ama onay süreci siyasi nedenlerle yıllarca ertelenmiş, ancak 6 Ekim 2021 tarihinde Meclis’ten geçmişti. Dolayısıyla bu yasa, geç kalmış olsa da iklim politikalarının uygulanabilirliği açısından önemli bir kilometre taşı sayılıyordu. Ancak İklim Kanunu’nun kamuoyundaki karşılığı ne yazık ki içerikten çok, spekülasyon ve bilgi kirliliğiyle şekillendi. Bazı gazetelerde, köşe yazılarında ve sosyal medya hesaplarında çıkan haberler ve yorumlar, kanunla ilgili ciddi bir kafa karışıklığına neden oluyor.
“İlk dört madde Meclis’ten geçti”, “Bu maddeler Türkiye’yi dışarıya teslim eder”, “Çiftçiler artık ata tohumu bile ekemeyecek”, “Hayvancılık bitecek, yapay et zorunlu olacak”, “Bu yasa tamamen küresel şirketlerin dayatması” gibi iddialar öne sürüldü. Bu tür söylemler, komplo teorisi severler arasında hızla yayılmaya devam ediyor. Oysa bu iddiaların hiçbiri........
© Dünya
