Bu bir medeniyet yangını
Geyve’de ormanlar alev alırken gökyüzünde dönen helikopterlerin kaç sorti yaptığı kadar, bu helikopterlerin artık hangi suya indiği de önemli. Çünkü bu kez yangın yalnızca ağaçları değil, su politikalarının yıllardır ertelenmiş sorularını ve doğaya verdiğimizi değeri de ortaya çıkardı. Ve belki de en önemlisi, kültürel reflekslerimizin ne kadar zayıfladığını.
Sakarya’nın Geyve ilçesinde çıkan orman yangınına beş uçak ve sekiz helikopterle havadan müdahale edildi. Havadan yapılan bu müdahalenin başarısı, büyük ölçüde suya erişimle doğrudan bağlantılı. Ama bölgenin en büyük iki kaynağı olan Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü artık eskisi kadar erişilebilir değil. Peki bu durum, yalnızca iklim değişikliği ve çevre politikalarıyla açıklanabilir mi?
Medeniyet tarihimiz boyunca, bir nehrin kıyısını yalnızca konaklama yeri olarak görmedik. Ağaç kesilmeden önce izin istenir, hayvanların geçeceği yollar gözetilir, suya saygı göstermekle toprağa da saygı gösterilmiş olunurdu. Osmanlı’da bu anlayış kurumsallaştı. Yalnızca insanlar için değil; kuşlar, sokak hayvanları, arılar ve balıklar için de vakıflar kuruldu, suluklar inşa edildi, yemlikler bırakıldı. Medeniyet anlayışımız, sadece saraylar, külliyelerden ibaret değildi. Bir serçenin gölgesinde........
© Dünya
