TÜİK’in sert verileri mi yumuşak anket girdileri mi?
“Yağan yağmuru dinle, yağışını dinle, bırak gece boyu yağsın. Her damla yağmurla bil ki seni duyabiliyorum, bulutların üstünden seni duyabiliyorum…”
José Feliciano
Ekonomide her veri aynı sertlikte değildir. Kimisi yağmur damlası gibi geçici ve yumuşaktır, kimisi ise yere düşüp iz bırakan ağır bir kayıt. İşte bu nedenle veriler, sert (hard) ve yumuşak (soft) diye ikiye ayrılır:
Sert veriler, sayım ve kayıt üzerinden ilerler: TÜİK’in sınai üretimi, dış ticaret istatistikleri, Borsa İstanbul’un endeksleri. 5429 sayılı yasa gereği, işletmeler talep edilen bilgiyi TÜİK’e zamanında, eksiksiz ve doğru şekilde vermekle yükümlüdür; aksi halde idari para cezası uygulanır. Yani TÜİK’in verisi, hukuken bağlayıcıdır ve adli kovuşturmaya tabidir.
Yumuşak veriler ise algı ve kanaatlere dayanır. Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), TCMB’nin aylık İktisadi Yönelim Anketi, reel sektör güven endeksi… Katılımcılar üretim, sipariş ya da fiyat konusunda “arttı, aynı kaldı, azaldı” diye işaretler koyar. PMI anketinin soru-cevap formunda hiçbir sayısal değer yer almaz. Bu bir sayım değil, algının ifadesidir.
Küresel standarda göre PMI’da 50 eşik değerdir: üstü genişleme, altı daralma. PMI, tüm dünyadaki gibi Türkiye’de de çok kıymetli bir bilgidir. Ancak TCMB’nin kendi çalışması, Türkiye için eşik değerin fiiliyatta 48,6 seviyesinden geçtiğini, 2015–2019 döneminde ise 47,4’e kadar gerilediğini ortaya koymuştu. Üretim alt endeksinde bu eşik 45.9’a kadar inebiliyor. Yani PMI 48’in altına inse bile sanayi üretimi hâlâ büyüyebiliyor.
Bu fark, son aylarda daha da görünür hale geldi. Temmuz itibarıyla PMI, 45.9’a düştü; bu, 16 aydır devam eden zayıflamanın en sertlerinden........
© Dünya
