Eğitimde kontrolün kaybı, paradigmanın iflası
İnsan bilinçli bir mevcudat(varlık) olmaktan çok, bilinç sahibidir. Dış dünyanın yığmacı, dayatmacı ve birikimci eğitim bilgilerini edilgen(pasif) biçimde almaya amade ve boş bir zihin(eğitim ekolleri boş zihne şu kavramı uygun bulmuşlardır: ’tabula rasa’ veya ‘tabula rosa’)… Amaçlanması gereken eğitim ve öğretim sistemleri ile belli bir yapıya bürünen, beşerden insana bir dönüşümdü. Fakat ne yazık ki yönetimlerin paradigmaları farklı bireyle ilgili farklı istek ve arzular içerisindeydi. Hal böyle olunca yönetimlerin kontrolü ve paradigmaların iflası da kaçınılmaz oldu.
Yönetimlerin dünyası formal ve informal eğitim model ve kuramlarıyla ‘beşer’in inşa edilmesinin çıktısı olan ‘insan’ı oluşturma çabasından uzak bir şekilde her daim farklı bir arayış içerisinde olmuştur. Kronolojik boyutu incelendiğinde yönetimler, formal ve informal eğitim modelleriyle her zaman makul ve istendik vatandaş oluşturma paradigma(anlayış) arayışları içinde olmuştur.
Türkiye eğitimi sistemi bir paradigma iflasının içerisinde kıvranıyor. Eğitimin ve okulun birçok tanım ve amacından biri olan sosyalleşme adı altında verilen egemen gücün istendiği fertleri yetiştirme faaliyeti tesiriyle hakiki gücünü kaybetmiştir. Bir örnek olarak teknolojinin insan........
© Doğruhaber
