Haramın Meşrulaştığı Bir Dünya
Sessizliğin bedeli olarak haramın meşrulaştığı bir dünyada yaşamaya mecbur bırakılıyoruz.
Toplum olarak her geçen gün biraz daha alışıyoruz; şiddete, ölüme, cinnete, cinayetlere…
Ne zaman televizyonu açsak ya da sosyal medyada birkaç dakika vakit geçirelim desek karşımıza bir felaketin, bir trajedinin haberi düşüyor... Öyle ki artık şaşırmıyoruz bile. “Yine mi?” diyoruz sadece. Oysa bu “yine”lerin her biri bir hayatın yitip gitmesi demek…
Her defasında farklı olaylar, farklı hikâyeler ama beslendikleri yer aynı, sonuç aynı ve bu kayıpların çoğu, haramla beslenen bir düzenin ürünü.
Bir anne, alkollü olan öz oğlu tarafından, tabancayla vurularak öldürüldü. Bir başka olay, sözde sanatçı bir kadın, yine alkollüyken kız arkadaşını otuz bıçak darbesiyle canından etti. Bir hafta içinde yaşanan bu iki olay bile, durumun vahametini göstermeye yetiyor. Bunlar medyaya yansıyanlar bir de yansımayanlar var. Ancak bu olaylar ne ilk ne de son olacak. Çünkü kimse bu meseleye gerçekten dokunmuyor ya da dokunmak istemiyor.
Uyuşturucu komasında can veren gençler mi desem, alkolün tetiklediği trafik kazaları mı yoksa cinnet geçirip ailesini katledenler mi… bilemedim! Aslında hepsi bir zincirin halkası gibi önümüzde duruyor. Ama biz, bu........
© Doğruhaber
