Artık iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın bir şartı da israile imandır!
Nereden bakarsak bakalım, bazı ülkelerin tanrılıklarını ilan ettikleri ve geri kalanlarına diz çöktürdükleri, direnenleri de soykırımla, işgalle, suikastlarla ve ambargolarla teslim almaya çalıştıkları bir dönemden geçiyoruz.
Dünya sisteminde baş tanrı israil, Amerika mı veya başka bir ülke mi, yahut birkaç ülke mi, bilmiyoruz. Bildiğimiz, bütün şer devletlerin birbiriyle dayanıştıkları ve hepsinin de israili kutsadıklarıdır.
Bundan dolayı olsa gerek ki, hem iktidarda kalmak isteyenlerin ve hem de iktidar olmak isteyenlerin kıbleleri israildir ve bağlılıklarını da israile bildiriyorlar. Bu bağlılıklarını tabii ki, icraatlarıyla da ispatlıyorlar. Bunun bir örneğini de bugünlerde sıcağı sıcağına Almanya’da yaşıyoruz. Bir süre önce “Jüdische Allgemeine” adlı gazeteye verdiği demeçte, "benim liderliğimde israil Başbakanı Almanya'ya engelsiz seyahat edebilecek. Bunu mümkün kılacak yollar ve araçlar bulacağım" diyen Almanya Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, geçen Pazar (23 Şubat) girdiği seçimleri kazandıktan sonra ilk işi Netanyahu’yu arayıp, Almanya’ya davet etmek oldu.
Peki, Merz, Gazze’de işlediği insanlık suçu nedeniyle Netanyahu hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesinin tutuklanma kararının olduğunu bilmiyor mu?........
© Doğruhaber
