menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AB üyeliği söz konusu olduktan sonra, artık federasyonun kesinlikle gündem-de olmaması gerekir

12 3
22.09.2025

Kıbrıs Türklerinin Türkiyesiz AB'ye girmesi halinde, Prof. Haluk Kabaalioğlu’nun ortaya koydu-ğu gerçeklere rağmen tek çözüm seçeneği olarak federasyonu dayatanların gerekçelerini halkımıza açıkla-maları gerekir.
Jean Monnet Profesörü, Ada Kent Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Haluk Kabaalioğlu AB’ye üyelik konusunda sunduğu bildiride şöyle demiştir.
“1960 Anayasası ve kurucu antlaşmalar, Türkiye ve Yunanistan’ın aynı anda üyesi olmadığı bir uluslararası örgüte, Kıbrıs’ın katılamayacağını hükme bağlar.
Başka bir deyişle, 1960 Anayasasına göre; Kıbrıs Türklerinin de tam katılımıyla oluşturulan “Kıbrıs Cum-huriyeti, veto yetkisi olan cumhurbaşkanı yardımcısının Türk olduğu, Kıbrıs Türklerinin parlamentoda, 70/30 oranında temsili, on bakandan oluşan kabinede üç Türk bakanın olduğu, orduda, güvenlik güçlerin-de 60/40 oranında temsili, bir Rum ve bir Türk ile Alman Profesör Forstoff’un başkanı olduğu Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin güvencesinin de olduğu ortamda dahi, o 1960 tarihinde kurulan “Kıbrıs Cumhu-riyeti”, herhangi bir uluslararası siyasi veya ekonomik teşkilata üye olamazdı. (Burada kasıt açıkça AET idi.)
KKTC’nin, (iki toplumlu, iki bölgeli federasyon esasına dayanan) AB üyesi “Kıbrıs Cumhuriyeti” içine girmesi halinde Türk federe devleti, hiçbir şekilde Avrupa birliği kurumlarında etkili olabilecek şe-kilde temsil edilmeyecektir.
Federe Devlet’in, AB’nin icra organı Avrupa Komisyonu’nda temsil edilmesine imkân yoktur. AB’nin çıkardığı yasa (Regulation, Directive vs) tasarılarını hazırlama yetkisi de münhasıran........

© Diyalog Gazetesi