Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit
Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi. Üstelik bu kez ödül yalnızca uluslararası çapta öncü bir ekonomi profesörüne değil, aynı zamanda üniversitenin kendi mezunlarından birine gitti. Chicago Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalarla ekonomi bilimine yön veren Akçiğit’in, Nobel Komitesi’nin 2025 Ekonomi Bilimleri raporunda “alanı şekillendiren dört araştırmacıdan biri” olarak gösterildiğini de ekleyelim. Bir ülkenin bilim kapasitesinin, kurumsal vizyonunun, sebatının ve hafızasının ne anlama geldiğini yıllardır anlatan biri için bundan daha doğru bir sembolik an olamazdı.
Benim içinse bu ödül haberinin başka bir anlamı daha var: Ufuk Akçiğit’i ilk kez 2021 yılında yazmıştım. O dönem dünya çapında ün kazanmış, Almanya’nın en prestijli araştırma ödülünü sosyal bilimlerde kazanan ilk Türk bilim insanı olmuştu. O yazıda, kapılarını ona sonuna kadar açan ülkeleri, araştırma dosyalarını önüne seren bakanlıkları, kendi ülkesi için bir şey yapmak istediğinde karşılaştığı duvarları ve “inadına araştırma” çabasını anlatmıştım. Bugün, o yazıdaki genç ve inatçı akademisyenin nasıl dev bir uluslararası referansa dönüştüğüne yeniden tanıklık ediyorum.
Ödül töreni öncesinde yaptığımız sohbet, 2021’deki konuşmamızdan çok farklı bir noktaya gelmişti ama bazı temel cümleleri hiç değişmemişti. Akçiğit hâlâ aynı sakinlik, aynı kararlılık ve aynı berraklıkla söylüyordu:
“Bir ülkenin akademisi aslında o ülkenin hafızasıdır.”
Türkiye’de bu hafızanın yeterince siyaset üstü bir yerde tutulamadığını düşündüğünü söylüyor. Akademik verilerin, modellerin ve bulguların kişiselleştirilmesinin, özellikle bürokrasinin orta kademelerinde ciddi korku yarattığını........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein