Meclis Komisyonu ve Kürt Meselesinin Yedi Yüzü
Yeni barış süreci uygulama aşamasına geçti. Önce PKK’li bir grup 11 Temmuz’da silahlarını yaktı, fesih ve silahsızlanma sürecini fiilen başlattı. Ardından Meclis Komisyonu kuruldu. İlk toplantısını 5 Ağustos’ta yapan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun dördüncü toplantısını 19 Ağustos’ta yapması ve STK’lar, meslek örgütleri, eski siyasetçiler/bürokratlar, akademisyenler, kanaat önderleri gibi meclis dışı aktörlerle görüşmesi bekleniyor.
Sürece ilişkin devlet içinde sağlanan uzlaşı, Meclis Komisyonu aracılığıyla hem siyasi uzlaşıya hem de toplumsal uzlaşıya doğru genişleyebilir. Bu konuda ihtimallerin güçlendiğini söylemek mümkün.
Meclis Komisyonu’nun esas olarak “eve dönüş” düzenlemesi önermesi bekleniyor. Bununla birlikte, CHP’nin komisyona katılması için gösterilen esneklik, genişletilen diyalog zemini, komisyon isminin değişmesi ve demokrasi kavramına yer verilmesi, karar mekanizmalarında nitelikli çoğunluğun benimsenmesi, Meclis başkanının açıklamaları Meclis Komisyonu’nun demokratikleşmeye dönük bir rol de oynayabileceğini gösteriyor. Bu demokratikleşme misyonunun hayat bulması kuşkusuz kalıcı barış için zemini güçlendirecektir.
Meclis Komisyonu’nun misyonu Kürt meselesinin çözümünü ve demokratikleşmeyi kısmi düzeyde de olsa içererek genişleyecekse sorunun ne olduğuna dair kamusal tartışmalara ve referans noktalarına ihtiyaç var. Kürt meselesine ilişkin tartışılmamış konu kalmadı diye düşünenler olabilir. Ama meselenin çözümünü konuştuğumuz bu dönemde, yol almamız, ya da nasıl bir yol alacağımız yapacağımız tahlile ve teşhise bağlı. Tekrar da olsa bu tartışmaları yapmakta, kapsayıcı çerçeveler oluşturmakta ve bunları Meclis Komisyonu’na sunmakta fayda var.
Normalizasyon ve İyileşme
Kürt meselesinin birbiriyle ilişkili en az yedi yüzü bulunuyor. Meselenin en acil yüzü 41 yılı geride bırakan çatışmalar sonrası normalizasyon ve iyileşme. Can kayıpları, zorla yerinden etmeler, büyük ölçekli sosyoekonomik ve mekânsal yıkımlar, yaygın hak ihlalleri dikkate alındığında ilk yapılması gereken doğrudan şiddetin sona erdirilmesi ve açık yaraların sarılması.
Şu an PKK’nin silah bırakmasına odaklanılsa da sonrasında bu başlıkta yapılacaklar çok fazla. Eve döneceklerin entegrasyonunun yanı sıra çatışmalı döneme göre yapılandırılmış güvenlik sektörünün normalizasyonu, bu kapsamda güvenlik güçlerinin nicel ve nitel olarak yeniden yapılandırılması, yakınlarını kaybedenler başta olmak üzere mağdurların, hak kaybına uğrayanların desteklenmesi, hakikatlerin ortaya çıkarılması, geçmişle yüzleşme ve af mekanizmalarının oluşturulması, işlevsel tazminat mekanizmalarının kurulması Meclis Komisyonu’nun bu alanda ele alabileceği belli başlı konular.
Yönetime Katılma Hakkı
Acil boyutundan öteye Kürt meselesinin tarihsel hikâyesini dikkate aldığımızda sorunun kökeninde esas olarak Kürtlerin merkezi ve yerel düzeyde yönetime katılma haklarının tanınmaması yatıyor. 19. yüzyıl Osmanlı merkezileşme politikaları sonrasında Kürt mirlikleri (emirlikleri/beylikleri) ortadan kaldırıldı. Osmanlı’nın son döneminden miras kalan merkeziyetçilik hem esas hem de usul açısından ademimerkeziyetçi olan 1921 Anayasası istisnası dışında Cumhuriyet döneminde üniter ulus-devlet formuyla daha da katılaştı.
Kürtlerin yerel ve merkezi düzeyde yönetime katılma hakları bugün de sorunun en önemli boyutunu oluşturuyor. Kürt illerinde 1999-2016 yılları arasında yerel düzeyde genişleyen yönetime katılma hakkı Kürt meselesinin çözümü için güçlü bir zemin oluşturdu. Ancak 2016 yılında başlayan ve bugün Mardin ve Van gibi Kürt illerinde üçüncü dönemine........
© Birikim
