AR-GE yetersizliği
TÜİK 25 Ekim tarihli Haber Bülteni ile 2024 yılının Araştırma-Geliştirme AR-GE İstatistiklerini yayımladı.
Günümüzde ekonomik ve toplumsal gelişmenin ya da kalkınmanın güç kaynağı AR-GE yapılarak yerli üretilen teknolojik yeniliktir.
Bu nedenle, AR-GE, tüm yönleriyle üzerinde önemle durulması gereken bir kavramdır.
Verilerin de kanıtladığı gibi, günümüz Türkiye’si çok ağır bir AR-GE yetersizliği yaşıyor; ancak bu önemli konu ülkenin gündemine hemen hiç gelmiyor ve bu durum toplumsal geleceği daha da karartıyor.
Bir ülkenin yıl boyunca ürettiği mal ve hizmetlerin toplam değeri Gayrisafi Milli Hasıla-GSMH olarak tanımlanır. Bu toplamın içinden AR-GE için ayrılan pay ya da AR-GE Harcamalarının GSMH’ye oranı, bir ekonominin teknolojiyi ne ölçüde içselleştirdiğini ya da büyümenin niteliğini gösterir. Teknoloji AR-GE ile sağlanır ve yerli üretimin ucuz, kaliteli ve küresel piyasalarda rekabet edebilmesi için AR-GE düzeyi ve niteliği belirleyicidir. AR-GE parasal kaynak ile birlikte özgürlük ortamını, kurumsal yapılanmayı ve uluslararası işbirliğini içerir.
TÜİK bu oranın 2024’te yüzde 1,46 olduğunu açıklıyor. Türkiye’nin AR-GE harcamalarının yaklaşık yüzde 54’ünü “özel kesim”; yüzde 31’ini “kamu kesimi” yüzde 13’ünü de “yükseköğretim” ya da üniversite yapıyor. Oysa verimli bir Ar-GE düzeni için bu üç ana sektörün paylarının biri birine........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein