Sultan’ın dönüşümü
‘Türkan ve Hayat’ı bir solukta okudum. Yeşilçam’ın ‘Sultan’ı Türkan Şoray’ı en iyi anlatan kitap kanımca. Çünkü yıldızın mesleki yaşamı yerine kişisel dünyasını keşfetmek üzere yola çıkmış Bircan Usallı Silan. Bu işi ondan daha iyi yapacak kimse yoktur herhalde, çünkü son yirmi yılda yanından hiç ayrılmamış, onun menajerliğini yapmış, yapmaya da devam ediyor. Tanışıklıkları daha da eskiye gidiyor aslında. Otuz küsur yıl olsa gerek…
Ben de aşağı yukarı aynı yıllarda tanımış olmalıyım Bircan’ı. Basının en gözü pek, tuttuğunu koparan emekçilerinden biriydi. Yıllar içinde Yeşilçam’daki hemen herkesin dostluğunu kazandı. Çünkü magazin yazarlarının pek itibar etmediği etik değerlerden taviz vermedi. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan Bircan Usallı çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra kendi danışmanlık ve organizasyon şirketini kurdu. Festivallerde basın danışmanı olarak görev aldı. Biyografi yazınının oldukça kısır olduğu bir ülkede birikimini okurla paylaşma kararı çok değerliydi.
Bircan, Yeşilçam’ın tüm yıldızlarının dostuydu. ‘Dört Yapraklı Yonca’ adlı kitabında Yeşilçam’ın dört yıldızı Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın’ı anlattı. Diğer kitapları: ‘Hayata Merhaba’, ‘Küçük Hanımefendi - Belgin Doruk Acı Dolu Yıllar’, ‘Hayata Her Şey Dahil’, ‘Hayatın Provası Yok - Filiz Akın’, ‘Nilüfer – Hepsi Bu’, ‘İyi ki Annenim Senin’ ve ilk romanı ‘Ve Aslında Bütün Senler Ben.’ ‘Türkan ve Hayat’ın çıkar çıkmaz çok satan kitaplar listesine girmesi boşuna değil. Milyonların sevgilisi Türkan Şoray’ın iç dünyasına ışık tutuyor. Şoray’ın sözcükleriyle ‘büyük sevinçler, büyük özlemler, büyük fırtınalar, hatta büyük çılgınlıklar...’ içeren bir dünya bu.
Türkan Şoray’ı ilk kez Metin Erksan’ın ‘Acı Hayat’ adlı filmi ile tanımış olmalıyım. 60’ların başyapıtlarından biri olan film toplumsal gerçekçi dokunuşlarla anlatılan bir ‘kara sevda’ öyküsüydü. Sonra, gene bir ‘imkansız aşk’........
© Birgün
