menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dante’den Asgari’ye ‘İlahi Komedya’

16 1
02.11.2025

Antalya Altın Portakal Film Festivali, 70’li yıllardan bu yana, sinema yazarı, jüri üyesi, festival direktörü gibi farklı şapkalarla katıldığım, ülkemizin en köklü film festivali. 1964 yılında ilki gerçekleştirilen festival, 70’li yıllarda farklı sanat disiplinlerine yer veren bir şenlik niteliğini kazanırken, Selahattin Tonguç’un başkanlığında uluslararası bir film festivali olmanın ilk denemeleri yapılmış, ama daha sonra bu niyetten uzaklaşılmıştı. Menderes Türel’in başkanlığında festivalin uluslararası boyutunu öne çıkartmak adına Ulusal Yarışma’nın iptali sektörün tepkisi ile karşılanmış, Muhittin Böcek’in başkan seçilmesiyle Ulusal Yarışma yeniden öne çıkmış, ama Uluslararası Yarışmadan da vazgeçilmemişti.

Son iki yıldır, Deniz Yavuz’un Sanat Direktörlüğünde iki yarışma program içinde dengeli biçimde yer alıyor. Bu yaklaşımı sağlıklı buluyorum. Antalya gibi, sinema sanatına önem veren, bu iş için ciddi bütçeler ayıran bir yerel yönetimin uluslararası saygınlığına katkıda bulunacak bir tercih bu. Festivale büyük emek veren Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Festival İdari Direktörü avukat Cansel Tuncer’in jürilerle yaptığı toplantıda, Antalya’ya daha çok yabancı konuk davet edilmesinin yararlı olacağını vurguladım. 700 civarındaki konuğu -evrensel standartlarda- ağırlayan bir festival bunu kolaylıkla yapabilir. 62 yıllık bir festivalin dünyanın önde gelen festivalleri arasında adının geçmesi gerek. Festivalin uluslararası ilişkilerinin gelişmesinin sinema sektörümüz adına da bir kazanç olacağını düşünüyorum.

Ulusal ve Uluslararası Yarışmaların yanı sıra, Antalya’da üç yarışma daha var: Ulusal Belgesel Yarışması, Ulusal Kısa Film Yarışması, Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması. Elbette, her bölümün ayrı bir jürisi var. Uluslararası Yarışma ve Ulusal Yarışma........

© Birgün