Futbolda değer(ler) kaybedilirse ortada sadece fiyat kalır
Milli takımın başarısının toplumdaki karşılığı bir değerdir ve bütüncül duyguyu ifade eder.
Kulüp futbolu gibi fiyat üzerinden değerlendirme yapılmaz. Kulüp futbolunun amacının istikrar ve sürdürebilir başarı olması gerekirken bizdeki değeri skordur ve bununda bir fiyatı vardır.
Güncel olarak fiyat, alım satım işleminin gerçekleşmesi durumunda satış fiyat olarak açıklanabilir, ya da talep edilen fiyat olarak isimlendirilebilir. Değer ise bir tahmin ve takdir sonucu ortaya konabilen bir veridir.
Marx ise: “…Fiyat, yani değer büyüklüğü ile bunun parasal ifadesi arasındaki nicel uyuşmazlık olasılığı ile bağdaşmakla kalmaz, aynı zamanda, nitel bir çelişkiyi de gizleyebilir; öyle ki para metaların değer biçiminden başka bir şey olmadığı halde, fiyat değeri hiç ifade etmeyebilir.” der.
Bundan dolayı, bir şey, değerini kaybettirilerek bir fiyata sahip olabilir. Örneğin ahlakın değerinin meta haline getirilmesi ile ortaya çıkan fiyat var.
Ahlak, kapitalizm kurallarına uygun bir meta haline getirildiği zaman, bir emek değeri olmadığı için fiyatlandırıp pazarlandığında gerçekte bir değeri yoktur. Metalaştırılan ahlak, piyasa koşullarına dayanarak, bir değere sahip olmaksızın, ürün olarak bir fiyata sahip olabilir.
Kapitalizm her şeyi meta haline getirip fiyatlandırarak arz talep süreci içine sokar. Bu sürecin içine sokamadığı tüm unsurları da imha eder.
Buradan tüm değerlerini kaybetmiş futbolda her şeyin fiyat-rant olarak kıyaslandığı bir ekonomik iflasa sayılar üzerinden gelmek istiyorum.
‘Futbol Ekonomi’ yazarlarından Tolga Genç’in tablolarından yararlanarak 2025-26 sezonundaki yaz transferinde gelir-gider arasındaki çelişkiye bakarak........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein